MOSSADın arka bahçesi, Evin Cezaevinin sırrı

Mossad, İbranice'de İstihbarat ve Özel Harekât Enstitüsü'nün kısaltmasıdır.

ABD stüdyoları 76 yaşındaki bu örgütün başarılarına dair çok film yaptılar, hep madalyonun bir yüzünü gösterdiler.

Gerçekte Mossad'ın başarısızlıkla biten operasyonları da vardır.

Mesela Norveç'te yanlış bir adamı infaz eden ajanlarının deşifre olup tutuklanması, mesela Hamas Lideri Halid Meşal'i infaz etmek için Ürdün'e giden ajanların yakalanması ve İsrail'in ajanlarını kurtarmak için Şeyh Ahmet Yasin'i serbest bırakmak zorunda kalmalarından söz edebiliriz.


MOSSAD yayınladığı videodaki iki kişinin İran'daki ajanları olduğunu belirtti.

Bunların hepsinin bir önemi var ama en önemli nokta Mossad'ın, İran topraklarındaki operasyonlarında hiç başarısızlığa uğramaması.

Önceki gün İran içinden yapılan saldırı aslında Mossad'ın İran'da yıllardır süren başarısının bir sonucu.

Bu başarı, James Bond tipi İsrail ajanlarının başarısı mı yoksa para-kadın tuzağına düşürülmüş hainler ile rejimin güçlü görünmek adına sessiz kalmasının bir sonucu mu, üzerinde beraber düşünmemiz lazım...

İran'ın Mossad'ın arka bahçesi haline geldiği aslında İranlı yetkililerin de bildiği ve hatta kabul ettiği bir durum.

İran'ın eski İstihbarat Bakanı Ali Yunusi, 4 yıl önce, Mossad'ın İran'ın içine sızmasının tüm İranlı yetkililerin hayatlarından endişe etmelerini gerektirecek bir noktaya ulaştığını söylemişti.

İran'ın eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad da bir röportajında, İran istihbaratının dış istihbarat biriminin başındaki kişinin İsrail ajanı olduğunun ortaya çıktığını söylemişti.

Açık istihbarat kaynaklarında Mossad'ın İran'daki yapılanmasına dair çok bilgi var.

Mesela ilk sızılan, eleman devşirilen yer, İran devlet ve nükleer programındaki yetkilileri korumakla yükümlü Ensar Teşkilatı olmuş.

2020'de yaşanan bir suikastin ardından gelen bilgiler, Mossad'ın sızdığı birimin sadece Ensar olmadığını, çok daha yukarılara uzandığını gösteriyor.

Ama önce sizi 2020'den Ocak 2018'e götürmem lazım:

Ocak 2018'de Tahran'a 30 kilometre mesafede bulunan bir sanayii tesisine gece karanlığında 10 kişilik bir ekip geldi.

Dışarıda kadın bir gözcü bırakan ekip, elleriyle koymuş gibi buldukları 32 kasanın başına geçti, bu kasalardan 27 tanesini açtılar.

Hangi kasayı açacaklarını gayet iyi biliyorlardı, 7 saat sonunda bölgeden ayrılırken yanlarında ağırlığı yarım ton olan ve İran'ın nükleer programının en önemli belgeleri vardı.

Çalınan belgeler 3 ay sonra İsrail'de ortaya çıktı, Netanyahu o zaman da Başbakan sıfatı taşıyordu ve Mossad'ın bu belgeleri başarılı bir operasyonla aldığını anlattı.

Tahran o belgeler sahte dedi, Mossad'ın böyle bir operasyon yapmadığını açıkladı.

Netanyahu, İran'ın belgelerini açıklarken bir de isim telaffuz etmiş, "Dr Muhsin Fahrizade... Bu ismi unutmayın" demişti.

Mossad unutmadı, İran'ın nükleer çalışmaları için son derece önemli bir isim olan Dr. Muhsin Fahrizade, Kasım 2020'de Tahran'da infaz edildi.

İnfazın kamuoyunda yarattığı tepki ve rahatsızlığın ardından İranlı yetkililerden bilim kurgu filmlerinin senaryolarına ilham verecek bir açıklama geldi: "Dr. Fahrizade yapay zekâ yardımıyla uzaktan kontrol edilen bir makinalı tüfekten açılan ateşle öldürüldü."

En ufak muhalif hareketi, başörtüsü rejimin istediği gibi bağlanmamış kadınları hemen yakalayan İran devleti, bizzat Netanyahu'nun adını verdiği bir bilim insanının infazını engelleyemedi.