■ Milliyet'in en önemli ve değişmez özelliklerinden birisi de dünya medyasını takip etmektir. Türkiye'ye dair konuşulanları, planlananları, lehte ve aleyhte çıkan yazıları, o yazıları kaleme alanların kim olduğunu dikkatle takip ederiz. "Amerikan Baklası" manşetimiz de işte böyle bir takibin sonucu çıktı. Washington'ın Suriye için öngördüğü ve dünyada başka bir örneği olmayan "Federasyonun bir altı" tanımlasını sadece haber yapmakla kalmadık, konunun tüm uzmanlarıyla konuşarak resmin daha da netleşmesini sağladık. O günden bu yana, Türkiye'nin ABD'ye ne kadar güvenip güvenemeyeceğine dair tartışmalar tekrar alevlendi. Türkiye'nin ulusal güvenliği bu dikkatli takibi sürdürmemiz gerektiğini söylüyor. Suriye sahasını sadece başkentler değil, her bir silahlı grubun propaganda araçlarından da takip ediyoruz.
■ Milliyet sorun yaşadığımız ülkelerin kamuoyunu da dikkatle takip eder. Mesela İsrail'de giderek büyüyen ve Gazze'deki soykırıma karşı çıkan sokak muhalefetini, ordunun siyaset kurumuyla ve kendi arasında yaşadığı kavgayı dikkatle takip ediyoruz. Tıpkı Yunanistan'da iktidarın oylarındaki erimenin Ege'de kontrollü bir gerilim girişimine neden olup olmayacağını takip ettiğimiz gibi. Haberciliği genellemeler üzerine kurmuyor, tüm fay hatlarını takibimizde tutuyoruz.
■ Son haftalarda peşine düştüğümüz iki önemli konumuz var. Birincisi, çocuk yaşta suça itilen ve son dönemde özellikle ateşli silahlarla işlenen suç sayısında patlama olan çocuklarımız. Bu konuda çok sayıda haber yapmakla kalmıyor, çocukların tutulduğu ıslah evlerindeki durumlarını da mercek altına aldık. Bir diğer konu her gün onlarca örneğine şahit olduğumuz trafik magandalarının durumu. Olayı haber yapmak bize yetmiyor, yaygın bu durumun sosyolojisini, emniyet güçlerinin araçta delici-kesici-ateşli silah aramasının önündeki yasal zorlukları da ele alıyor, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yaptığımız kısa bir görüşmenin de tek gündem maddesi olarak tutuyoruz. Milliyet yaygın işlenen suçlara alışmaz, aksine daha büyük bir azimle mücadele eder.
■ Milliyet'in genlerinde yer alan bir diğer önemli özellik haber işleme iştahı. Milliyet, okurunun karşısına çıktığı her haberde fark yaratmayı, okuruna daha fazla bilgi sunmayı amaçlar, buna göre çalışır. Mesela geçen pazar günü Milliyet alanlar, Savanora'nın sadece Türkiye'ye geliş öyküsünü değil, satış sırasında yaşanan ABD-Almanya mücadelesini, yatın içindeki şöminenin Portekiz'de bir şatodan nasıl söküldüğüne kadar tüm detayları okudular. 30 Ağustos'ta Milliyet alanlar, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin karşı cephesini, Yunan Ordusu'nun yaşadıklarını okudular. Mesela Konya'da kıyafetini beğenmediği genç kızı muayene etmeyen doktoru, herkes kendi ideolojisine göre haber yaparken, Milliyet, konuyu, devlet memurlarının tabii olduğu yasa, doktorların hangi şartlarda hasta reddetme hakkı olduğuna dair meslek etiği üzerinden haber yaptı. Bizim işimiz okurumuza ne düşüneceğini söylemek değil; biz, okurumuzun gündemde olan konularla ilgili doğru karar vermesini sağlayacak bilgilerle donatırız sayfalarımızı.
■ Milliyet, Türkiye'de eğitim haberciliğini başlatan ve bayrağı her zaman zirvede tutan gazete. Üniversite yerleştirme sonuçlarına dair haberlerde de bu özelliğimizi sürdürdük. Mesela "Okulda Birinci, Sınavda Sonuncu" haberimiz, diledikleri üniversiteye kayıt olabilen okul birincilerinin sınavda aldıkları düşük notları gündeme taşıdı. Sadece bu değil, üniversitelerde açılmış 779 programın adaylar tarafından hiç tercih edilmemiş olması gibi daha bir sürü sonuçlardan çıkardığımız haberleri aktardık size. Uzmanlık tam da bu noktada başlıyor işte. Herkesin gördüğü sonuçlar, Milliyet için haber madeni haline geliyor.