Milliyet'in geleceğine dair
-Önce Avrupa Futbol Şampiyonası, ardından Paris 2024 Olimpiyatları ve şimdi başlayan Süper Lig... Bu üç konunun Milliyet'in geleceğiyle ne alakası var diyeceksiniz haklı olarak. Türkiye'de bugün İtalyan televizyonu Rai'ye İtalyanca röportaj verebilecek kadar iyi İtalyanca konuşan, futbolun ana merkezi haline gelen İspanya'yı doğru takip edebilmek adına İspanyolca da öğrenmiş spor muhabiri olan bir başka gazete daha yoktur. Bir gazete düşünün, Türkiye'de en fazla olimpiyatı yerinde izlemiş Atilla Gökçe gibi bir duayen ve gelecekte Milliyet'e daha büyük katkılar sağlayacak olan genç bir kadro. Türkiye'de spor haberciliğini başlatan Milliyet, Namık Sevik, Nezih Alkış, Şansal Büyüka, İhsan Topaloğlu, Zeki Çol, Necil Ülgen, Cem Şengül'ün ardından Tayfun Bayındır yönetiminde bayrağı daha da yukarılara taşıyor. Bu yazın en yorulan servisi hiç şüphesiz spor servisimiz ve büyük bir alkışı hak ettiler...
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı-Milliyet'in tek ilki spor haberciliği değil, dünya haberlerini bir sayfada toplayan ilk gazete de Milliyet oldu. Telefonun santrale yazdırıldığı dönemlerde Milliyet'in yurt dışında kurduğu bürolar ve o bürolarda hepsi marka haline gelmiş muhabirleri istihdam etmek, Miliiyet markasını bu kadar güçlü kılan özelliklerden birisidir. Milliyet'in kapısından ilk misafir olarak girdim ben. 1988'de, Cağaloğlu'ndaki binada Sami (Kohen) ağabey ile Kıbrıs konuşmuştum. Upuzun anteni olan radyosuyla dünyadan haber peşinde koşan Dinçer (Güner) ağabeyi tanıdığımda sene 1995'ti. Milliyet'in dış haber bayraktarlığı da bizim için mutlaka korumamız gereken bir hazine. Savaşların durmadığı bir dünyada tüm meslek yaşamını Milliyet'e vermiş Levent Köprülü de sadece bugün değil, geleceğin Milliyet'i için uğraşıyor. Dış haberler servisimizin en genci, Pelin Aykın'ı her uluslararası toplantı ve gazetecilik eğitim seminerine yolluyoruz. Pelin son olarak Çin'de dünyadan meslektaşlarıyla birlikte haftalarca kaldı, vizyonunu zenginleştirdi. Pelin'in yokluğunda Levent ve Can Çırnaz, her haberi iki kere kontrol etme alışkanlığımızdan taviz vermeden, sayfaya manşet yaptığımız haberi, bazen 5 bazen 20 ayrı gelişmeyi içine alacak şekilde toplamaya devam ettiler. Tek bir haberde onlarca gelişmeden haberdar olmak önemli bir zaman avantajı sağlıyor insana ve bunu yaparken bile Milliyet'in geleceğine yatırım yapmaya devam edebildiğimiz için daha mutlu oluyoruz.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıAvrupa Futbol Şampiyonası'nı izleyen muhabirimiz Senad Ok, İtalyan Rai kanalına İtalyanca röportaj vermişti.
-Milliyet'in başlattıkları içerisinde eğitim haberciliğini de mutlaka saymam gerekir. Geçenlerde katıldığım bir programda Temmuz enflasyonu ve eğitim giderleri sorusuyla karşılaştım. Eğitimin enflasyon sepeti ya da İstanbul'un trafiği üzerinden gündeme gelmesinin hepimiz adına ne kadar üzücü olduğunu anlatarak başladım cevabıma. Abbas (Güçlü) ağabey öyle yaman haberciler yetiştirmiş ki, eğitim alanında en fazla manşet yine Milliyet'ten çıkıyor. Eğitim Servisi'mizin başındaki Aysel Bozan Yılmaz ve artık yöneticiliğe ilk adımını atmış olan yardımcısı Ozan Kadüker, lise ve üniversite sınavlarından beri nefes almadan çalıştılar. Son yaptıkları manşet, devlet okullarında kayıt sırasında ya da sınıf seçiminde istenen ve özel okul ücretleriyle yarışan paralardı. Haberin çıktığı gün Milli Eğitim Bakanlığı duruma müdahale etti ve bu sorunlu alanı e-sınıf üzerinden çözme kararı aldı. Milliyet sadece sayfalarıyla değil, zirveler de düzenleyerek eğitim mücadelesi vermeye devam ediyor. İlkini İzmir'de gerçekleştirdiğimiz mesleki eğitim zirvesinin ikincisi de yine Abbas Güçlü moderatörlüğünde İzmir'de yapılacak, ardından Bursa, Gaziantep, tüm Türkiye'yi dolaşacağız.