İsrail'in görünmeyen soykırımı...

Bugün Gazze'de yaşanan soykırımın 703. Günü.

Katledilen çocuk, kadın, insan sayısını iyi, kötü biliyoruz ama bilmediğimiz ya da üzerinde durmadığımız bir soykırım çeşidi daha var.

Gazze'de okullar yine açılmadı.

Bu kaybedilen 3. eğitim, öğretim yılı olacak.

Daha kötüsü soykırım bugün bitse bile Gazze'de okullar tekrar ne zaman açılır tahmin dahi edemiyoruz.

Edemiyoruz çünkü Gazze'de yaşayan kaç öğretmen ya da öğrenci kaldı bilmiyoruz ama gidilecek okul binası, geçmişe dair tek bir kayıt kalmadığını biliyoruz. Eğitim çadırda da verilebilir ama katliamı, açlığı yaşayan çocuklar eğitime nasıl döndürülür orası da belli değil.

"Eğitim hakkı", İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde yer alıyor, engellenmesi insan hakkı ihlalidir.

Yaşam hakkına saygı duymayan eğitim hakkına saygı duyar mı sorusu haklı bir soru ama eğitimsiz bırakılan bu çocuklar gelecekte bir sürü örgütün insan kaynağı olarak görülecek.

İsrail çocukların yaşam hakkını çalmakla kalmıyor, aynı zamanda hayatta kalabilenlerin de geleceğini çalıyor.

İki mesaj arasındaki fark...

Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye, Portekiz'e mağlup olduğunda,

HDP'nin eski Şırnak milletvekili Ferhat Encü sosyal medya hesabından "Biji Portekiz" mesajını paylaşmıştı.

Encü'nüngelen tepkilere karşı verdiği nefret dolu yanıtlar, nasıl faşist olunur örneği olarak kafamıza kazındı.

Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nda Türkiye'nin finale yükselmesinin ardından DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit sosyal medya hesabında bir mesaj paylaştı.

Mesajda Türkiye kelimesini kullanmadı, milli takımımız demedi ama kadınların spor dahil uğradıkları ayrımcılıktan söz ettikten sonra "Filenin sultanları" etiketiyle finalde desteğimiz tam dedi.

İki mesaj arasında ciddi bir fark var.

Birinde Türkiye kiminle karşı karşıya gelirse, rakibe destek vermeye hazır Encü kafası, diğerinde ortak sevincimize katılım var.

Milli takımın oyuncuları etnik kökenlerine göre değil performanslarına göre seçiliyor, yani takım hepimizin takımı.

Bu ülke tıp fakültesine doktor adayı alırken puanına bakıyor, etnik kökenine değil, tıpkı öğretmen, polis, üst düzey bürokrat ataması yaparken etnik kökene bakmadığı gibi. İhale şartnamelerinde asla etnik köken yazmıyor, sonuçlarda etnik köken belirleyici olmuyor.

Aynı apartmanda, aynı mahallede oturacaklara etnik köken sorulmuyor.

Çözüm oldu denilen, örnek gösterilen İrlanda'da çatışmanın tarafları, duvarlarla ayrılmış ayrı mahallelerde oturuyorlar hâlâ.