Havada hedef altın oran...

Türkiye, Gök Vatan'ı korumak adına "Altın Oran" planını uyguluyor.

Bu plan, yeterli sayıda Kaan'ın üretilip, envantere girinceye kadar geçecek sürede havada hiçbir zafiyete izin vermeme stratejisine dayanıyor.

Planın ayakları ve hedefleri de belli aslında.

İngiltere'den alınacak ve uçağın fikri mülkiyetine ortak olan diğer ülkeleri Londra'nın ikna edeceği 40 adet Eurofighter, ABD'den alınacak ve üretimi tamamlanan altısı hangarda bekleyen, Malatya Erhaç'ta altyapısı kurulu 40 adet F-35. Ve, yine ABD'den alınacak 40 adet F-16 Block 70 savaş uçağı.

Bu 120 uçaktan sadece F-35'ler 5. nesil savaş uçağı olarak kabul ediliyor.

Eurofighter ve F-16 Block 70'ler havacılık dünyasında 4,5 nesil olarak kabul edilen uçaklar.

Bunca uçağa gerek var mı sorusunun cevabına geçmeden Eurofihgter'ların Yunanistan karşısında büyük bir eksiğimizi kapatacağını yazmam gerek..

Yunanistan, Rafale uçaklarıyla birlikte Fransa'dan havadan havaya atılan görüş ötesi Meteor füzelerinden satın aldı.

Bu füzelerin azami menzili ve ateşledikten sonra hedefin kaçmasının imkânsız olduğu "no escape zone" menzili, bizim kullandığımız ABD yapımı havadan havaya füzelerin neredeyse iki katı.

Türkiye, Eurofihgter siparişinde Meteor füzelerini de pakete ekledi ki, bu olası bir hava çatışmasında uçak kaybetmemize engel olacak bir gelişme.

Bu füzelerin gücünü şöyle özetleyeyim, İsrail Mısır'ın Yunanistan da Türkiye'nin Meteor füzesine sahip olmasını engellemeye çalışıyor.

Meteor füzelerinin F-16'lardan atılamadığı ve milli imkanlarla üretilen görüş ötesi füzemiz Gökdoğan'ın testlerinin devam ettiği bilgisini de hemen ekleyeyim buraya.

Altın Oran'da altın halka elbette Kaan olacak ama Türkiye, Gök Vatan savunmasında her an hazır olmak zorunda

Türkiye'de Hava Kuvvetleri değil ama Kaan da maalesef siyaset malzemesi yapıldı.

Kaan'ın motorunun ABD yapımı olduğunu sırıta sırıta anlatan birisi var mesela.

Çin'in şu an F-35'lerden daha iyi olduğu söylenen J-20 5. Nesil savaş uçakları ilk başta Rusya'dan alınan Satürn AL-31 turbo fan motoruyla uçmuştu.

Tüm silahlarda ama özellikle havacılıkta başarının kriteri motor değildir.

Savaş uçaklarında üç temel özellik vardır. Birinci özellik silahı taşıyan platform yani uçağın gövdesi ve motorudur.

Taşınan silahın hedefe yönlenmesi, havadaki diğer uçaklarla bağlantı, hedef takip etme, tüm bunlar ve AESA radarı uçağın kalbi sayılan aviyonik sistemlerdir.

Türkiye bu işe sıfırdan başlamadı.

ASELSAN, Özgür projesiyle Blok-30 F-16'ların aviyoniklerini yazdı.

Hatırlayın, ABD'den Block-50 uçakları Block-70 seviyesine çıkarması siparişinden vazgeçtik. Bunun sebebi yerli AESA radarı ve yazılımları kullanacak olmamız.

Elbette bunu yapmak için fikri mülkiyet sahibi ABD'li üreticiden izin almamız gerekiyor.

Kaan'da da hem ASELSAN hem de HAVELSAN'ın yazdığı milyonlarca satır kod kullanılacak.

Gelelim savaş uçaklarının diğer önemli ayırt edicisi silah sistemlerine.

Block-30 ya da Block 70 fark etmez, dünyadaki tüm F-16'lar aynı sayıda mühimmat taşıyabilir.

Farkı yaratan mühimmatın sahip olduğu yeteneklerdir.

ROKETSAN bu konuda çok başarılı işler yapıyor, Gökdoğan, Bozdoğan haricinde kara ve deniz kuvvetlerimiz için de çalışıyor, yerli uydu fırlatma sistemleri geliştirmek adına önemli çalışmalar içerisinde.

TUSAŞ, F-16'ların gövde ömrünü 8 bin saatten 12 bin saate çıkardı, yaptırımlar başlamadan önce F-35'lerin orta bölümlerini üretiyordu.

Sonuç olarak Kaan, yılların tecrübelerinin üzerine kurulan bir uçak, sıfırdan başladığımız bir iş değil.