Demirtaş ve Öcalan, bir kavga anatomisi...

Edirne'de hapiste yatan Selahattin Demirtaş ile İmralı'da hapiste yatan Abdullah Öcalan.

Toptancı bakış, bir elmanın iki yarısı diye tanımlayabilir onları ya da aynı yolun yolcuları diye özetleyebilir.

Oysa durum hiç de sandığımız gibi değil.

Önce bazı gerçekleri yazmak lazım:

Öcalan, daha çok bölgede ve kırsalda yaşayan, çoğunlukla 40 yaş üzeri Kürtler için tartışılmaz bir isimdir. Her şart altında belirleyicidir.


Selahattin Demirtaş

Demirtaş, büyük şehirlerde yaşayan, eğitim seviyesi arttıkça bulduğu destek daha belirgin hale gelen isimdir.

Öcalan'ın Cihangir-Bağdat Caddesi solcuları içerisinde bir karşılığı yoktur, Demirtaş'ın fazlasıyla vardır.

Burada açılması gereken bir parantez var, onu açarak devam etmem lazım, Demirtaş'ın 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ulaştığı yüzde 9.6'lık oranda, eli Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy atmaya gitmeyen, Kılıçdaroğlu'nun "Adam gibi, tıpış tıpış sandığa gideceksiniz" sözünden rahatsız olan CHP'li seçmenin de payı vardır.

O zaman yazının başlığının hakkını vermeye, Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adayı olmasına karşı çıkan Öcalan portresiyle başlayalım:

***

İmralı Notları'nda, Öcalan ile HDP heyetinin 26 Haziran 2014 tarihinde yaptığı görüşmede ilginç bilgiler yer alıyor.

Notların özeti şöyle; Öcalan, Pervin Buldan'dan Demirtaş adının öne çıktığını duyduğunda verdiği ilk tepkisini "Çabanız, Türk, Alevi gibi farklı bir aday profili üzerinde olmalıydı" diye dile getiriyor. Heyetteki Sırrı Süreyya Önder'e kendisinin ya da Ertuğrul Kürkçü'nün aday olup olmayacağını sorması, Figen Yüksekdağ'ın da Önder ve Kürkçü gibi üniversite diploması sorunu olduğunu duyunca Ufuk Uras adını ortaya atması ilginç.

Öcalan'ın bu kadar isim saymasının sebebinin doğru adayı bulmaktan çok Demirtaş'ın adaylığını engellemek olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok, tablo gayet açık.

Başka örnekler de verebilirim, mesela Sezai Temelli'nin adını vermeden sosyal medya fenomenliği ve pop star kampanyacılığı diye hedef aldığı isim Demirtaş'tı. Yeğen-milletvekili Ömer Öcalan'ın magazin siyaseti yapmakla eleştirdiği isim de yine Selahattin Demirtaş'tı.

Edirne'den DEM Genel Merkezi'ne gelen aday belirleme eleştirileri, Demirtaş'ın Öcalan ile dijital görüşme talebinde bulunmak için DEM'e yaptığı başvurunun geri çevrilmesi, Başak Demirtaş'ın, 2024 yerel seçimlerinde İmamoğlu'nun karşısına aday çıkmasına izin verilmemesi ve en nihayetinde Kandil'in, Demirtaş'ın bir polis memurunun şehit olmasından sonra yaptığı üzüntü paylaşımına "kes sesini" tadında yanıt verdiği aklımızda kalan önemli notlar oldu.

***

Ayrışma ve tartışmaları yazmak yetmez, bir de ortak noktalara bakmak lazım.

İmralı Notları'ndan biliyoruz ki, Öcalan, HDP'nin adaylarının Kandil tarafından belirlenmesinden duyduğu rahatsızlığı zaman zaman dile getirdi.

Demirtaş'ın da aday belirleme süreçlerindeki silah gölgesinden rahatsızlığı bilinen bir durum.

Yeni süreçte Kandil'in kendini feshetmesinin ne kadar önemli olduğunu anlamak açısından bunu özellikle yazdım.

Demirtaş, Öcalan'ın liderliğini sorgulayan bir portre değil ama farklı düşündüğü zaman bunu dile getirmekten de geri durmuyor.

Süreç konusunda öncelik sıralamalarında farklılıkları var ama diğer yandan HDP eski Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın 2025'in başında Edirne'ye ziyaretinden sonra Demirtaş'ın dışarıya taşıdığı 'Kendisinden beklentilerin çok ötesinde bir rol oynayabileceği" mesajı da var.

Demirtaş dışarıya çıkarsa hangi rolü üstlenecek bunu birlikte göreceğiz.

***

Yıllarca birçok ülkeyle iş birliği yapan, Suriye'den çıktıktan sonra Yunanistan Genelkurmay Başkanı'nın yazlığında konuk edilen Öcalan bugün sorunu kimseyi karıştırmadan Ankara ile çözmek istiyor.