"Doğa boşluk kaldırmaz" lafını hepimiz biliriz,
Siyaset ne boşluk kaldırır ne de duygusallık...
Özgür Özel için Ekrem İmamoğlu'nu sonuna kadar savunmak, şimdiki gibi sembolik olarak değil, resmen Cumhurbaşkanı Adayı olmasını sağlamak için uğraşmak vefa, ilke adına kabul edilebilir ama işin düşünülmesi gereken diğer tarafı da var.
Şu an gündemde olan iddianame, karar çıkıncaya kadar İmamoğlu'nun adaylık başvurusuna engel değil.
Ancak İmamoğlu'nun üniversite diploması davası, hakkında biri istinafta diğeri ilk basamak mahkemede olan iki siyasi yasak talebi olduğunu da unutmamak lazım.
Tüm bunları alt alta yazdığımızda bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde İmamoğlu'nun adaylığı çok zor.
Peki İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı Adayı olmadığı bir tablo CHP için yolun sonu mu olur
CHP seçmeninde 2023'ten beri yaşanan "İmamoğlu olmadan olmaz" düşüncesi bitmiş gibi gözüküyor.
Yıllarca girdiği her seçimi kaybeden bir partinin İstanbul'da aynı seçimi iki kere kazanan adaya umut bağlaması normaldi.
CHP, Mart 2024'te, 47 yıl sonra bir seçimden birinci parti olarak çıkınca, İmamoğlu'nun 3'üncü galibiyetinin bir sihri kalmadı.
Parti tabanı ideolojik samimiyetine dair soru işaretleri taşıdığı "İmamoğlu olmadan da seçim kazanabiliriz" fikrine inandı.
Özgür Özel'in işi, bir değil iki kere zor:
Hem hapisteki İmamoğlu'nu satan adam olmamak hem partisiyle yolsuzluk iddiaları arasına duvar örmek hem de tabanın bir sonraki seçimde aday kim olursa olsun sandıktan zaferle çıkacakları duygusunu korumak zorunda.
Üstelik Özel bu kavgayı Kılıçdaroğlu'nun seçtiği vekillerle vermek zorunda ama tekrar aday olamayacağını gören CHP'li vekillerin muhalefeti, Kılıçdaroğlu'nun atamayla da olsa partinin başına dönmek için verdiği amansız mücadele, su bulanınca ortaya çıkan Baykal dönemi artıklarıyla mücadele etmek de kolay iş değil.
CHP Genel Başkanı henüz konuya girmedi ama İmamoğlu'nun aday olamadığı senaryoya hazırlananlar olduğu da kesin.
Önceki hafta "Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz" diye bir araştırma yayınlandı.
Araştırma sonucu, Mansur Yavaş'ı, Erdoğan, İmamoğlu ve Özel'den daha fazla oy alacak isim ilan etti.
Ortada bir seçim havası olmamasına rağmen maliyet gerektiren bu araştırmaları sonuçları kadar "Kim, neden yaptırıyor" sorusuyla beraber takip etmek lazım.
Görünen o ki CHP'nin geleceğe dair B'den fazla plana ihtiyacı var.
Almanya Başbakanı topa girer mi
Rum Kesimi'nin tabansız ve partisiz lideri Hristodulidis, Berlin'de Almanya Başbakanı'ndan Kıbrıs konusunda arabuluculuk yapmasını istedi.
Başbakan Merz, Kıbrıs konusunu bilmez, bilmemesi de doğal.
Dışişleri'nden gelecek Rumların tüm Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsil ettiği, Ada'nın eskiye dönmesi gerektiği notlarına göre tutum almak Almanya Başbakanı'nı çok zora sokar.
Birincisi, Rumların tüm Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsil ettiğini kabul eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı 1964 yılında alındı, o zaman Almanya Cumhuriyeti yoktu, Federal Almanya ve Doğu Almanya diye bölünmüş bir ülke vardı.
Almanya'nın bölünmesi, Almanya'yı işgal edenlerin kararıydı. Türkiye, Kıbrıs'a işgalci olarak değil, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak gitti.
Almanya'da birleşmeden sonra eşit yurttaşlık var. Rumlar, "Kıbrıs birleşsin ama Türkler siyasi eşitlik hakkına sahip olmasınlar" istiyor. Oysa siyasi eşitliği Rumlar, Yunanistan ve İngiltere, 1960 yılında kabul etmişlerdi.

17