Devlet aklı tam olarak nasıl çalışır bilmiyoruz ama o aklın stratejik sabır döneminde olduğunu biliyoruz.
DEM'in ve Kandil'in tabanı ikna etmek için Terörsüz Türkiye sürecinin başında kurduğu cümlelerin maksimalist taleplere dönmüş hali bir yanda, Öcalan'ın petrol ve elektrik gelirlerinden pay istediği, etnik bölgelerde ana dilde eğitim talebinde bulunduğu gibi gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan uydurulmuş bilgiler diğer yanda...
Ankara, stratejik sabrının bir gereği olarak, hiç bağırmadan, İmralı'dan gelen ilk açıklamada çizilen çizgiden sapmadan, dezenformasyonun değil, ardındaki motivasyonun ne olduğuna bakarak Terörsüz Türkiye sürecini ilerletiyor.
★ ★ ★
Ankara'nın okumasında Suriye ve SDG'nin durumu önemli bir yer tutuyor, sürecin ağırlık merkezi olarak görülüyor.
Türkiye'nin elindeki röntgen çok net.
SDG'nin toplam silahlı gücü söylendiği gibi yüz bin kişi değil, hatta yarısı bile değil.
Bu rakamın yüzde 80'ini de Arap aşiretleri oluşturuyor.
Eğer askeri seçenek kaçınılmaz hale gelirse Türk Silahlı Kuvvetleri gereğini yapacak güce fazlasıyla sahip.
Stratejiksabır tam da bu noktada devreye giriyor işte:
Araplarla Kürt grupları tek çatı altında toplayan, onların aylık maaşlarını ödeyen ülke ABD.
Ankara, Suriye'deki süreçte sadece Şam Yönetimi değil, Washington ile de beraber çalışıyor.
Bu konuda mesafe alındığı için CENTCOM Komutanı bu hafta SDG'nin Suriye Ordusu'nun parçası olması gerektiğini söyledi, cumartesi düzenlenen saldırının ardından da Şam Yönetimi'yle çalışma vurgusu yapıldı.
Trump'ın ilk başkanlık döneminde asker çekme kararına uymayan Pentagon bu kez bir başka noktada.
Suriye'de işleyen bir takvim var, o takvimde biz sadece SDG güçlerinin Suriye Ordusu'na entegrasyonunu konuşuyoruz.
Oysa gümrük kapılarının Şam Yönetimi'ne devri, petrol gelirleri gibi başka konular da var.
Görünen o ki önümüzdeki günlerde çeşitli adımlar atılacak.
"Zaman Türkiye'nin aleyhine mi işliyor, bir an önce operasyon yapılsa daha iyi değil mi" sorusunun cevabına gelince:
İsrail ne Gazze'ye Türk askerinin gelmemesi ne de Suriye'nin parçalanması konusunda Trump'ı ikna edemedi.
Mazlum Abdi'ye Jerusalem Post'ta söz verilmesi, o röportajda Trump'a yapılan çağrılar işe yaramadı.
Ankara stratejik sabır göstererek, kendi lehine esen rüzgârların başka yönden esmesine ve Netanyahu'nun Dürzi gruplardan sonra Kürtler için de kurtarıcı rolüne soyunmasına izin vermiyor.
★ ★ ★
Ankara'daki stratejik sabrın bir diğer örneği son dönem DEM'den ve Kandil'den gelen açıklamalar.
Terörsüz Türkiye sürecinin başında DEM'in ve Kandil'in tabanlarını ikna etmek için yaptıkları açıklamalar vardı.
Ankara dinamik sürecin gereği olan bu açıklamaları, gerçekle örtüşmediği halde duymazdan geldi.
Ancak açıklamaların tonunun değiştiği, tabanı ikna cümlelerinin maksimalist taleplere döndüğü noktada gereken hatırlatmayı yaptı, İmralı'dan gelen ilk açıklamanın dışındaki bir çizginin konuşulmayacağının altını kalın şekilde çizdi.
Ankara'nın DEM ve Kandil'e dair de çektiği bir fotoğraf var:
Bu karede kendi içlerindeki anlaşmazlıklar da görülüyor, süreci sabote etme çabaları da...
Sadece DEM ve Kandil değil Ankara, İsrail başta olmak üzere Fransa ve İran gibi diğer ülkeleri de izliyor.
Terörsüz Türkiye hedefinde sadece DEM ve Kandil değil, içeride de provokasyon çabaları olduğu aşikâr.
Adı faili meçhul cinayetlerle anılan Yeşil'in yaşadığına dair ortaya atılan iddialar, Öcalan'ın elektrik ve petrol gelirlerinden pay istediği gibi gerçeğin yakınından bile geçmeyen iddialar şimdilik takip ediliyor.
Sosyal medyanın bir operasyon alanı olduğunu bilmeyen yok, Ankara stratejik sabır göstererek bu provokasyon çabalarının ardındaki motivasyona bakıyor.
★ ★ ★
Terör örgütünün asıl faaliyet alanı Irak'ın kuzeyinde olan bitenlere gelince.
Birincisi, malum İngiliz haber ajansının yazdığı gibi 9 bin kişilik bir liste olduğu falan doğru değil.
İkincisi, provokasyonlarda en çok dile getirilen "Cezasızlık" iddiaları da doğru değil.

20