ABD'nin 2026 bütçe tasarısı Kongre'ye sunuldu.
Yeni adıyla Savaş Bakanlığı, 2026 yılında, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim güçlerine 61 milyon 14 bin dolar, Suriye'de ana yapısını terör unsuru YPG'nin oluşturduğu SDG'ye 130 milyon dolar verilmesini öngörüyor.
Bu 130 milyon doların yarısı maaş,15,6 milyon doları eğitim ve silah, 32,4 milyon dolar lojistik destek,1,5 milyon doları da bakım ve hizmetler için ayrılmış.
Rakamların çok bir önemi yok, SDG için ayrılan her sent aslında ABD'nin Suriye'deki iki yüzlü politikasının itirafıdır.
Şam ile varılan 10 Mart Anlaşması'na göre SDG, yıl sonunda Suriye Ordusu'nun bir parçası olacaktı.
ABD; maaş garantisi de vererek, SDG'ye "Bildiğini okumaya devam et, Suriye'de en azından federatif yapı kurma konusunda ben arkanızdayım" diyor.
Bu bütçe tasarısı ABD'nin Ankara'daki Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın, son bir ayda söylemlerindeki değişikliğin sebebini de açıklıyor.
Belli ki Beyaz Saray'daki Evanjelistler, İsrail'in Suriye'yi parçalama planını Trump'a kabul ettirmişler.
Washington, Türkiye'ye fazla bir seçenek bırakmıyor, demek ki Suriye'nin toprak bütünlüğü müzakereyle değil silahla sağlanacak.
Anketler ve Hakan Fidan
Yunanistan'da Action 24'ün yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçları açıklandı.
Katılımcılara Yunanistan'ın en önemli sorunları soruldu, 3 seçenek belirlemelerine izin verildi.
Buna göre Yunanistan vatandaşları için enflasyon yüzde 56,6 ile ilk sırada yer aldı.
Sonra ekonomik kalkınma yüzde 30, sağlık sisteminin durumu yüzde 14,1, adalet ve hukukun üstünlüğü yüzde 12,8, enerji maliyetleri yüzde 11,6, yolsuzluk 11,2, gelir seviyesi yüzde 9,5 diye sıralandı, Türk-Yunan ilişkileri yüzde 9,3 ile sonlarda yer aldı.
Türkiye'deki benzer çalışmalarda da Yunanistan ile ilişkileri sorun ya da Yunanistan'ı düşman görenlerin oranı son derece düşük çıkıyor.
Anket sonuçları iki ülkede de benzer sonuçlar veriyor ama siyasi açıdan iki ülke arasında ciddi farklılıklar var.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir televizyon programında "Türkiye, Yunanistan iç siyasetinde bir numaralı konu. Siyasi aspirin gibi. Ülkede herhangi bir problem varsa Türkiye'yi, Akdeniz'i, Ege'yi gündeme getiriyorlar. Şartlı refleks teorisi oluşmuş durumda" dediğinde Atina'da kızanlar olmuştu.
Oysa tespit ne kadar doğruymuş, halkın öncelikli sorunları arasında Türkiye ile ilişkiler yok.
Farkı daha net yazmak lazım, Türkiye'de, Yunanistan'a düşmanlık yaparak siyasi kariyerinde yükselmeye çalışan kimse yok, Atina'da çok var.
Türkiye savunma sanayiine Yunanistan'ı korkutmak ya da Yunanistan topraklarını işgal etmek için yatırım yapmıyor.