Takı Töreni

Şu an sabahın ilk saatleri.
Gökyüzünde süzülen bir uçaktayım. Perşembeyi cumaya Fenerbahçe ile bağladım. Henüz uyumadım. Kulaklığımda hafif müzik,Palermo'ya gidiyorum.
Keyfim yerinde ya;sanki dünyanın en iyi sesinden,en iyi şarkısını dinler gibiyim. Bir kaç güne döneceğim.
Uzun zaman sonra futboldan büyük zevk aldım.
Hem de çok. Haftalardır kötü oyun ve hakemlerden başka bir şey konuşmuyorduk. "Özlemişiz" desem yeridir. Maçtan önce bu kadroya güvendiğim için tur adına iddialı konuşmuştum.
Doğru düzgün stadı dahi olmayan takımı psikolojik olarak maçın favorisi haline getirmişlerdi.
Fenerbahçe'nin oyuncu kalitesini hiçe saymak biraz saçmalıktı.
Esas olan ortaya çıktı. Sadece skor değil oyun olarak da tatmin olduk. Yani fakir edebiyatı yapanlara sus payı veriyorum şu an. Futbolu,futbolcuyu veya teknik adamı yorumlamak borsa okumak gibidir. Günü gününe tutmaz. Bugün övmek yarın sermek zorunda kalabilirsin.
Brüksel'deki oyun tavan yapmış durumda. Ayakta alkışlıyorum.
Fakat "maşallah" demeye de korkuyorum. Nedeni ise ,İsmail hoca ile ilgili maşallah dediğimiz şeyler maksimum üç gün sürüyor da o yüzden. Bu da beni ürkütüyor.
H H H
Dilimi ısırayım şimdilik...
Normalde bu tarz maçlarda kazanan takım adına üç dört oyuncu gününde olunca işi kolay bitirebilirler. Lakin bugün maçın oyuncusunu seçmekte dahi zorlanıyoruz. Bana göre İsmail Yüksek,sana göre Oosterwolde.
Ali'ye sorsam Ferdi diyecek,Veli'ye sorsam Fred. Galatasaraylı dostum Birkan Sinan ise mesaj atmış.
Maçın oyuncusunu Djiku olarak yazmış. Sence kimdi Net cevap verebiliyorsan ne mutlu senin adına. Mesela ben tereddüt ettim ama İsmail Yüksek'te karar kıldım.