Gıyaben

Sebeplerden bahsetmek sadece vicdan rahatlatmak içindir. Sonuçlarla ilgilenmek ise akıl işidir. Bilim adamları matematiği çok zarif bulurlar. Çünkü kelimelerle sorulan sorulara rakamlarla cevap verirsin. 6 numara emanete veya emanetçiye bırakılacak bir mevki değildir. Fenerbahçe orta sahasında şut atan, top çalan futbolcular var ama savunmadan topu alacak, derinden oyun kurabilecek bu mevkiyi teslim edebileceğin net bir silahın yok. Oyunun iki bölümünü oynayabileni bırak; bir buçuk oynayan bulsam, ona da razıyım. Baskı, presi gördüğü anda kilitlenen bir sistem izledik yine. Kazanmak güzel de, tadını çıkaramadıktan sonra benim için koca bir hiç. Kısır döngüde gidip gelmek gibi bir şey. Fenerbahçe'de felsefe değişti, akıllı işler yapıldı diyoruz fakat yine bir eksik göze batıyor. Göz ardı edilecek cinsten de değil. Transfer treni kaçtı. Keşkelere bağlı kalmak istemiyorum lakin idare ederiz demek de benim anlayışıma ters... Hele Trabzonspor'da Mendy, Galatasaray'da Torreira'yı izleyince içim "cız" etmiyor değil.
İsmail Yüksek'in ne kadar önemli olduğunu yokluğunda çok iyi anladık. Vekillerini de izledik. Bu pozisyonun adamı cilveli olmayacak. Titrek ise asla... Tuttuğunu koparan, ne istediğini bilen cinsten olacak. İsmail yoksa Crespo tek seçeneğin. Macera aramaya gerek yok. Sahte 6'larla veya çakma 8'lerle mahcup olursun. Antalyaspor'un stratejisinin işlediğini görünce, Fenerbahçe'nin defosunun ortaya çıkması kaçınılmaz oldu. Büyük oyuncu takımını kurtardı demekten başka yorum bulamıyorum. Tabi ki; Dzeko'dan bahsediyorum. Hücumdayken savunmayı, savunmadayken hücumu hazırlayacaksın.