Galatasaray'ın rakipleri içinde en zayıf halkalardan biri Frankfurt, diğeri ise dün gece oynadığı Union Saint Gilloise idi. Bu iki takım karşısında altı puan kaybedildi ve kötü futbol oynandı. Daha güçlü takımlar Liverpool, Bodo ve Ajax karşısında ise galip gelerek 9 puan alındı.
Belçika ekibine karşı dün geceki maç için teknik direktör Okan Buruk'a kızmıyorum da, kendisini eleştirmiyorum da. Kulübesinde bir tane oyuna etki edecek futbolcusu yoktu, sadece gençler vardı. Osimhen, Lemina, Singo ve Yunus olmak üzere çok önemli dört futbolcun oynamayınca takımın da düzeni bozuluyor.
İlkay sakatlıktan yeni çıktı, dün gece hiç yoktu. Hocanın kulübede onun yerine alacağı futbolcu da yok. Barış Alper ve Leroy Sane öyle marke edildiler ki, nefes alamadılar. Etkileri sıfırdı. Icardi maçın tamamında topla bir kere buluştu. O vurduğu top da direğin yanından auta gitti. Orta sahada Sara ve Torreira hep savaşan futbolculardı. Takımlarını ayakta tutmaya çalıştılar.
Rakip takım çok atletik, iyi mücadele eden ve baskı yapan bir takım. Galatasaray geriden oyun kurmakta maç boyunca zorlandı. O fizik mücadeleyi sahaya koyamadı. Torreira rakip atakları kesmek için uğraştı, Sara hem rakibi karşıladı hem de gol atmak için hücuma çıktı. İki tane de gol vuruşu yaptı, olmadı. Sallai sağ bekte iki kişilik oynuyor, gidiyor-geliyor, bir futbolcu ne yapması gerekirse bunun fazlasını yapıyor. Ne var ki maalesef; Macar futbolcuya ayak uyduracak hiç bir arkadaşı da yok.

6