Hareketlilik Haftası bizim neyimize

16-22 Eylül tarihleri arası, her sene Avrupa Komisyonu'nun sürdürülebilir kentsel mobilite konusunda öncü farkındalık kampanyası olan "Avrupa Hareketlilik Haftası" idrak ediliyor.

Hafta kapsamında Türkiye'de de çeşitli kurumlar ve üniversiteler tarafından hareketlilik sohbetleri, paneller, etkinlikler düzenleniyor.

★★★

Etkinliklere katılanların söylemlerine, taleplerine ve önerilerine baktım da, çoğu "yürünebilir şehirler" istiyorlar.

Bisikletin önemine ve toplu taşıma odaklı çözümlere değiniyorlar.

Bisikletin eğlence olduğu kadar, ulaşım aracı olduğu bilincinin yaygınlaşması gerektiğini vurguluyorlar.

★★★

Bu istekler ve öneriler geçen yılki toplantılarda da dile getirilmişti, bir önceki yıl da aynıları söylenmişti, daha önceki senelerde de ifade edilmişti.

Yani, her Avrupa Hareketlilik Haftası'nda sürekli aynı konuları konuşup duruyoruz.

Bu da demektir ki, yıllardır bolca tartışıyoruz, fakat bir türlü ileri gidemiyoruz.

★★★

Gidemediğimiz de apaçık ortada zaten.

★★★

Türkiye'de bana kim "yürünebilir bir şehir" gösterebilir ki

Kim "bisikletin, yayaların ve toplu ulaşımın hakim olduğu" bir kentimizi işaret edebilir ki

Kim "karbon emisyonlarını azaltan ve kendi kendine yetebilen" bir şehrimizi örnek verebilir ki

Kim "engelli ve yaşlı kişilerin sokaklarımızda rahatlıkla dolaşabildiğini" söyleyebilir ki

Kim "trafik kültürümüz artık üst seviyede" diyebilir ki

Kim "planlı altyapısı ve düzenli sinyalizasyonu olan" bir il bulabilir ki

★★★

Bence bu sorulara ülkemizde kimse yanıt veremez.

Öyle bir şehrimiz yok, öyle bir kasabamız yok, öyle bir köyümüz yok..

Bana göre, bundan sonra olması da çok zor.

Zor, çünkü şehircilik, ulaşım, trafik, toplu yaşam bir kültür işidir.