Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı idi.
Dünyada ilk kez başarıya ulaşan anti emperyalist savaşın 103. yıldönümünü kutladık.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasıyla başlayan Anadolu İhtilâli, 30 Ağustos 1922 günü büyük bir zafer ile sonuçlanmıştı.
Bu emsalsiz zaferden sonra askerlerimiz Başkomutan'ın "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle 9 Eylül 1922 günü İzmir'e girmişti.
Ve bu kutsal isyan, sadece Türk Milleti'ne değil, dünyadaki mazlum uluslara da bağımsızlık rehberi olmuştu.
Hala da olmaya devam ediyor, fakat diğer milletler bir Mustafa Kemal Atatürk bulamıyorlar.
*
Peki..
30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece bir savaş başarısının kutlandığı bir tarih midir, yoksa başka anlamları da var mdır
Tabii ki vardır.
*
Emsalsiz 30 Ağustos zaferi, her şeyden önce Mudanya, Lozan, Cumhuriyet, Montrö ve çağdaşlık zincirinin ilk halkası olmuştur.
30 Ağustos, kulluktan yurttaşlığa ulaşan insanımızın ilk adımıdır.
Türk kadınının özgürleşmesindeki ilk hamledir.
Gençlerimizin bilime dönmelerinin ilk işaretidir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması için atılan ilk taştır.
O yüzden çok değerlidir, çok kıymetlidir, çok anlamlıdır.
*
Ne yazık ki, günümüzde bazı sıkıntılarla karşı karşıyayız.
Ekonomik, diplomatik, sosyal ve siyasal sorunlarla boğuşuyoruz.
Aslında bunların hepsinin tek çözümü, dün olduğu gibi bugün de Kemalizm'dir.
Tastamam uygulanacak ödünsüz bir Kemalizm'dir.
*
Kemalist Aydınlanma Derneği, benim en beğendiğim sosyal örgütlerden, sivil toplum kuruluşlarındandır.
Onların 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yaptıkları basın açıklamasını dikkatle okudum.
Bazı kesimler tarafından günümüzde Atatürk'e yeterince saygı gösterilmemesinden, değer verilmesinden şikayetçiler.
Karşı devrim çabalarının yoğunlaşmasından endişeliler.