Trump, Erdoğan ve Filistin

ABD Devlet Başkanı Donald Trump, Danimarka (Grönland), Panama, Kanada topraklarına göz diktiği yetmiyormuş gibi, son olarak da, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Filistin'in Gazze bölgesini ABD'nin "devir almasını", Gazze'deki Filistinlilerin Mısır'a ve Ürdün'e yerleştirilmesini ve Gazze'nin turistik bir "Riviera" bölgesine dönüştürülmesini önerdi!

Emlakçı Devlet Başkanı Trump anlaşılan, Gazze'yi Filistinlilerin kendi öz toprakları ve ülkelerinin bir parçası olarak değil, sadece bir emlak arazisi olarak, Filistinlileri de, bir halk olarak değil, topraklarından zorla sürülmesi gereken bir sürü olarak görmektedir!

ABD'nin ulusal sınırlarını ve hem siyasi hem de ekonomik egemenliğini korumak misyonuyla siyaset yaptığını savunan Trump, her emperyalist yöneticinin yaptığı gibi, konu başka ülkelere gelince, onların ulusal egemenliklerini umursamamaktadır.

Trump'ın "dostum" olarak tanımladığı, Trump'ı da "dostu" olarak tanımlayan ve yıllardır Filistin davasına sahip çıktığını iddia eden AKP Genel Başkanı ve "Cumhurbaşkanı" Recep Tayyip Erdoğan ise bu gelişme karşısında günlerce suskun kaldıktan sonra, önce "Üzerinde konuşmaya değmez" dedi, arkasından da bir soru üzerine Endonezya'da şu açıklamayı yaptı:

"Trump'ın özellikle Netanyahu denen katille böyle bir anlaşmayı yapmasını ve bu tür meydan okumalarını dünya barışı için çok büyük bir tehdit olarak görüyorum. Sayın Trump'ın geçen dönemki davranışıyla şu andaki bu tür açıklamalarını, dünyadaki birçok ülkeye yönelik meydan okumalarını doğru bulmuyorum."

Oysa Gazze'de yaklaşık 45 bin Filistinlinin katledilmesinden sorumlu olan Netanyahu bile Trump'ın bu açıklamasına mesafeli yaklaşmıştı ve aynı basın toplantısında Trump'ın yanında şu açıklamayı yapmıştı:

"Bizim amacımız Gazze'nin İsrail'e yönelik bir daha hiçbir zaman bir tehdit oluşturmamasıdır. Başkan Trump konuyu çok daha yüksek bir seviyeye çıkartmaktadır. O, bu toprak parçası için farklı bir gelecek görmektedir. Onun farklı bir düşüncesi var ve bence bu dikkate almaya değer."

Başka bir deyişle Netanyahu bu öneriye kategorik olarak karşı çıkmamakla birlikte, bu önerinin İsrail'e değil, Trump'a ve ABD'ye ait olduğunu, Trump'ın İsrail hükümetinden farklı düşündüğünü açıkça ilan etti. Bu durumda Erdoğan'ın sadece Netanyahu'ya yönelik sert bir eleştiri getirmesi, Trump'ı ise yumuşak ve edilgen eleştirilerle geçiştirmesi, Trump'ın ve Erdoğan'ın gerçekten de "dost" olduklarının kanıtıdır.