Siyaset bir dava, ideoloji ve ilkeler bütünü doğrultusunda, toplumu ve ülkeyi iyiye doğru geliştirmek ve dönüştürmek için yapılır.
Siyasette dayanışma çok önemlidir. Herkesin kişisel çıkarları için birbirinin kuyusunu kazdığı bir ortamda siyaset yapılmaz; bunun yapıldığı siyasi parti başarıya ulaşamaz.
Siyasetçiler karşıt ideolojideki bir siyasi partiye hizmet ederlerse ve onların kendilerine karşı yürüttüğü hukuk dışı kumpaslara, tuzaklara, anti-demokratik baskılara çanak tutarlarsa, bu aynı zamanda alçak, namussuz ve şerefsiz bir hareket ve büyük bir ihanet anlamına gelir. Bu kişiler tüzük gereği partiden kesinlikle ihraç edilmelidirler.
AKP'nin sözde "mahkeme" kararıyla, Yüksek Seçim Kurulu'nun onayıyla sonuçlanan CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'ni geçersiz sayarak, İstanbul İl Başkanı Özgür elik'i görevden alması ve eski CHP milletvekili Gürsel Tekin'i kayyum yetkisiyle "İstanbul il başkanı" olarak ataması, AKP'nin yaklaşık bir yıldır CHP'nin üzerinde uyguladığı hukuk dışı baskılara dair örneklerden birisidir.
Gürsel Tekin'in, AKP'nin kendisine sunduğu bir makamı kabul etmesi ve kendi partisine ihanet etmesi utanç verici bir durumdur ve tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
***
Gürsel Tekin, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi, CHP'nin sağa kaymasının yolunu açan, partide laiklik ilkesini bertaraf eden, CHP'yi kurucu genel başkan Mustafa Kemal Atatürk'ten uzaklaştıran, AKP'nin gölgesinde siyaset yapan birisidir.
Bu aynı zamanda ABD'nin, Avrupa Birliği'nin ve Britanya'nın projesidir!
Emperyalizm CHP'yi ulusal ve laik kimliğinden kopartmayı, partiyi din, mezhep ve etnik kimlik siyasetine hapsetmeyi hedeflemektedir ve CHP'yi ortadan kaldırmak için Türkiye'deki uydusu olan AKP'yi ve MHP'yi kullanmaktadır!
CHP'nin 2024 belediye seçimlerinde birinci parti çıkması emperyalizm cephesinde alarm zillerinin çalmasına neden olmuştur. CHP geçmişte de benzer durumlarla karşılaşmıştır. 1957 seçimlerinde CHP'nin oylarının yüzde 40'ı aşmasının sonucunda, ABD'nin Türkiye'deki şubesi gibi çalışan Adnan Menderes hükümeti, CHP üzerindeki baskılarını azami seviyeye çıkartmıştır.
1973 ve 1977 seçimlerinde CHP'nin birinci parti olmasının ve afyon ekimi, Kıbrıs gibi konularda ABD emperyalizmine karşı direnmesinin sonucunda, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e karşı suikast girişimleri düzenlenmiştir; CIA destekli MHP'nin ve ÜGD'nin güdümündeki örgütler, sadece sosyalistlere ve komünistlere karşı değil, CHP'lilere karşı da terör eylemleri gerçekleştirmişlerdir; bu süreçte CHP'nin birçok il, ilçe, gençlik kolları yöneticisi katledilmiştir.