6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremde, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa, Kilis ve Elazığ illerinde yaklaşık 50 bin vatandaş yaşamını yitirmişti.
Depremde öldüren şey sadece fay hattının kırılması değildir, kırılan fay hatlarına karşı insanların önlem almamasıdır, insan yaşamına değer verilmemesidir. Depremde ölenleri öldüren insandır!
Şehir ve yerleşim bölgesi planlaması yapılırken, fay hatlarına yakın ovalık, sulak ve risk barındıran alanlarda imarlaşma gerçekleşmeseydi; deprem mevzuatına aykırı binaların yapılmasına izin verilmeseydi; inşaatlar etkin biçimde denetlenseydi; depreme dayanıksız binalar güçlendirilseydi; AFAD kadrolarına imamların, hatiplerin ve ilahiyatçıların yerine uzmanlar atansaydı; AFAD'a Diyanet'in yaklaşık dörtte biri kadar bütçe ayrılmasaydı, daha yüksek bir bütçe ayrılsaydı; deprem bölgelerinde yeterli sayıda uzman ekip ve ekipman sürekli hazır bulundurulsaydı; Türk Silahlı Kuvvetleri depremden sonra kapsamlı bir biçimde ilk günden itibaren devreye sokulsaydı; "imar affı" adı altında kaçak binalara onay verilmeseydi; geçmiş depremlerden ders alınsaydı; jeologların deprem riskleriyle ilgili hazırladıkları raporlara göre önlem alınsaydı; bencil, bireysel ve oligarşik rant hevesi, insandan ve toplumdan daha değerli bir hale gelmeseydi, 2023 depreminde bu kadar fazla sayıda insan yaşamını yitirmezdi; bu kadar fazla sayıda insan yaralanmazdı ve sakat kalmazdı; bu kadar fazla sayıda insan sevdiklerinin ölümü nedeniyle bu kadar çok acı çekmezdi!
Deprem sırasında 21 yıldır iktidarda olan AKP hükümetinin bu konularda yapabileceği çok şey vardı; ancak bunların büyük çoğunluğu yapılmadı.
Depreme karşı alınacak bu önlemler uzun hazırlık, çalışma ve planlama gerektirdiği için, AKP birkaç yıldır iktidarda olsaydı, bu derece sorumlu tutulamazdı. Ancak 21 yıllık bir iktidar sırasında gerçekleşen bir depremdeki kayıplardan, birinci derecede sorumlu olan, o iktidarın kendisidir!
Depremden sonra ortaya çıkan en çarpıcı sloganlardan birisi, "Hepimiz öldük, bazılarımız gömüldü" idi.
Babalarını, annelerini, çocuklarını, oğullarını, kızlarını, eşlerini, dedelerini, babaannelerini, anneannelerini, torunlarını, teyzelerini, halalarını, amcalarını, dayılarını, kuzenlerini, yeğenlerini, akrabalarını, sevgililerini, dostlarını, arkadaşlarını, yakınlarını, komşularını, sevdiklerini kaybedenler için yaşamak ölmekten daha da zor.
Bu insanlar kayıplarından dolayı büyük ruhsal acılar çekiyorlar. Bu acı, onlar da ölene kadar devam edecek.
Ölüm, ölenden çok, yaşamda kalan için zordur.