Türkiye, AKP iktidarı döneminde, dünyada, düşüncelerinden ve hükümete karşı eleştirilerinden ötürü hapishaneye en fazla insanın atıldığı ülkelerden birisi haline geldi.
"Gezi" kumpas davasından dolayı Osman Kavala yaklaşık yedi yıldır, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden yaklaşık iki buçuk yıldır hapishanedeler.
HDP'nin eski eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, yaklaşık 8 yıldır hapishanedeler. Onlarla birlikte onlarca HDP'li siyasetçi ve yönetici yıllardır hapishanede.
Türkiye'nin de tarafı ve üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hem "Gezi" davasındaki hem de söz konusu HDP davalarındaki kararların hukuka aykırı olduğunu ve hak ihlalinin söz konusu olduğunu karara bağladı. Böylece tutuklular hakkındaki "terör örgütü üyeliği", "darbecilik", "hükümeti yıkmak" gibi iddialar da en üst mahkemede hukuken geçersiz hale geldi.
Daha önce de, yine AKP iktidarı döneminde, "Ergenekon", "Balyoz", "Casusluk", "Oda" ve "28 Şubat" kumpas davalarında, aralarında Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Merdan Yanardağ, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Ergün Poyraz, Ferit İlsever, Hikmet Çiçek, Doğu Perinçek, Mehmet Haberal, Kemal Alemdaroğlu, Yalçın Küçük, Erol Manisalı, Mustafa Yurtkuran, Kemal Gürüz, Emin Gürses, İlker Başbuğ, Çetin Doğan, Özden Örnek, İbrahim Fırtına, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Çevik Bir, Vural Avar, İlhan Kılıç, Erol Özkasnak, Levent Ersöz, Dursun Çiçek, Ahmet Zeki Üçok, Ali Tatar'ın da bulunduğu onlarca asker, gazeteci, yazar, akademisyen, siyasetçi yıllarca hapishanelerde yatmıştı.
Daha yakın bir geçmişte, "Montrö" kumpas davasından dolayı, aralarında Türker Ertürk, Cem Gürdeniz, Atilla Kıyat'ın da bulunduğu emekli amiraller gözaltına alındı; gazeteciler ve yazarlar Müyesser Yıldız, Murat Ağırel, Sedef Kabaş, Nasuh Mahruki tutuklandı; son olarak da gazeteciler ve yazarlar Nevşin Mengü ve Özlem Gürses gözaltına alındılar; Özlem Gürses ev hapsi cezası aldı.
AKP ve MHP içinde, kendileri gibi düşünmeyenlerin hapishanede yatmasından, eziyet çekmesinden, onlarla birlikte ailelerinin de acı çekmesinden dolayı sapıkça zevk alan, farklı düşüncelere hoşgörüyle bakamayan bir kesim var. Buna faşizm ile sadizm arasında bir harmanlanma süreci, başka bir deyişle sado-faşizm de denebilir. Sorun siyasi olduğu kadar psikolojiktir. Bunlar, normal ve sağlıklı bir ruh haline sahip insanların yapacağı şeyler değildir.