Anayasanın 34. maddesinin tanıdığı hakkı kullanarak "Gezi" protesto eylemlerine milyonlarca vatandaş katıldığı ve destek verdiği halde, onların içinden işadamı Osman Kavala, milletvekili Can Atalay, akademisyen-bürokrat Tayfun Kahraman, belgeselci-sinemacı Mine Özerden, yapımcı-gazeteci iğdem Mater Utku, yapımcı-menajer Ayşe Barım, ne olduğu belli olmayan ölçütlere göre ayıklandılar ve tutuklandılar.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, AKP Genel Başkanı ve "Cumhurbaşkanı" Recep Tayyip Erdoğan'a "Seni başkan yaptırmayacağız" dediği için tutuklandı; onunla birlikte kendisine destek veren HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ve onlarca HDP'li siyasetçi de tutuklandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olmaya karar verdiği için tutuklandı.
İstanbul'da onlarca ilçe belediye başkanı, yüzlerce belediye bürokratı ve yöneticisi; Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana'da iki ilçe belediye başkanı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP'li oldukları için tutuklandılar.
Gazeteci-yazar Fatih Altaylı, AKP hükümetinin baskılarını eleştirirken, Osmanlı padişahlarına dair bir örnek verdiği için tutuklandı.
Gazeteci Furkan Karabay, hükümeti eleştiren haberler ve yorumlar yaptığı için tutuklandı.
YouTube'da bir program sunan Boğaç Soydemir, hadislerde içki konusunda geçen bir sözle ilgili yaptığı şakadan dolayı tutuklandı, sunucunun konuğu müzisyen Enes Akgündüz de bu şakaya güldüğü için onunla birlikte tutuklandı.
Manifest adlı müzik grubunun üyeleri hakkında sahnedeki dans hareketlerinden ve kıyafetlerinden dolayı, dizi senaristi Merve Göntem hakkında senaryolarından ve sosyal medya paylaşımlarından dolayı soruşturma açıldı, hepsi yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla "serbest" bırakıldılar.
***Bu kişilerin bazıları yıllardır, bazıları aylardır, bazıları haftalardır hapishanede tutuklular. Onlarla birlikte ailelerinin, çocuklarının, eşlerinin, annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, ağabeylerinin, ablalarının da hayatları karartıldı, adalet yerle bir edildi!
Tutuklama gerekçesi olarak sözde "hukuki" kılıflar uyduruldu, gerçek gerekçelerin üzeri, sahte gerekçelerle örtüldü!
Hukuken esas olması gereken tutuksuz yargılama yerine, istisna olması gereken tutuklu yargılama yöntemi seçildi ve masumiyet karinesi yok sayıldı.