Soygun bu soygun

Artık fiyat algımızı da kaybetmişiz...

Hafta sonu İstanbul'daki otellerin vale ücretlerinin 500 ila 750 lira arsında değiştiği haberini okudum. Ve ne yaptım biliyor musunuz İlk etapta şaşırmadım. 'N'olacak ki' deyip geçtim. Sonra dün bu yazıyı yazarken tekrar baktım habere.
Dedim Orkun kendine gel.
750 lira yahu!
Aracınızı valeye bırakıyorsunuz ve 1 saat sonra çıkıp aracınızı istiyorsunuz.
Ne kadar ödüyorsunuz 750 lira!
Pes. Vale ücreti 750 lira olursa diğer hizmetlerin ücreti ne kadar olacak Bu hiç normal değil, bu hiç adil değil...
Hep söylüyorum ama bir kez daha söyleyeceğim 'vale hizmetlerine acil bir standart' getirilmeli.
Çok şart bu!

Olayı nerelere getirdiniz

Hazar Ergüçlü canlandırdığı Dilber karakteri ile ilgili "Dilber'i çok sevdim" dedi.
Tabii ki insan işine sahip çıkacak, işini sevecek, sahiplenecek...
Ama bilin bakalım ne oldu
Mehtap Yılmaz isimli kişi çıktı (nam-ı diğer Popstar Mehtap) ve saldırdı Hazar'a...
"Acılar içinde çalışan kadınların üzerinde tepiniyorsun, paranı da cebine koyup rahatça uyuyorsun. Kız kardeşin pavyonda çalışsaydı aynı göbeği atar mıydın Sen devam et genç kızları özendirmeye Hazar Hanım" yazdı.
Bakın 'offf' diyorum hatta 'oooofffff' diyorum. Yahu Mehtap!
Sıkılmadın mı ablacığım
Kız işini yapıyor, işini!
Ne yapacak gurur duymayıp
Kız kardeşiyle, onun pavyonda çalışmasıyla ne ilgisi var
Ne alaka birilerini özendirmek vesaire...
Bak çok eminim o bahsettiğin genç kızlar diziyi izleyip özenmiyorlar o hayata.
Sen de rahat ol.
Yani kimse 'vay be ne güzel dans ediliyor orada' diye düşünmüyor.
Dans etmek isteyen evinde, partilerde, kulüplerde ediyor zaten dansını.
Sürekli aynı şeyleri eleştiren insanların zihinlerinin içine giremiyorum bir türlü.
Onları anlayamıyorum.
İlk başta konuşulmak için yaptıkları hareketlerinin ikinci üçüncü seferinde kabak tadı verdiğini nasıl görmezler hayret edip susuyorum.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Biz erkekler ne hale geldik

Bu işin kadını erkeği yok ama yaptırdığı estetik işlemler gündem olunca bunu dibine kadar kullanan erkekler var.
Yani baktılar ki bu iş tuttu, bu iş onları gündeme getirdi, 'devam et kardeşim' deyip sıcak tutuyorlar aynı konuyu.
Rafet El Roman iyi yapıyor bu işi mesela.
Şarkısıyla, sahnesiyle konuşulmaktan çok 'botoksuyla' konuşuluyor. İlk başta "yaptırdım botoks" dedi sonra "yaptırmadım", en son "evet yaptırdım" muhabbetine kadar geldi iş.
Hatta onun bu muhabbetlerinden sonra 'erkekler botoks yaptırmasın' tartışması çıktı.
Yok yok. İsteyen yaptırsın.
Ufak dokunuşlar hepimize lazım. Dolguydu vesaire erkeklere yakışmıyor evet ama kırışıklıklarla yaşamak istemeyen erkekler için botoks çok kabuk edilebilir bir şey.
Benim sevmediğin Rafet gibi bu işi sakız gibi uzatanlar...
Tamam işte bir kere oldu bitti konuşuldu konu. Bundan sonra devam etmemek lazım. İşlere güçlere odaklanmak lazım...