Kabak tadı işte!

Hiç magazinle ilgisi olmayanlar bile artık yeter diyordur eminim. Hiç bu konulara girmeyenler dahi "Aman be, bıktırdınız!" diyordur, çok şahidim.

Konu, Özcan Deniz ve abisi Ercan Deniz.
Ama yetti.
Özcan Deniz 40-50 sayfalık açıklamalar
yapıyor.
Abisi ekran ekran geziyor.
Annesi onlar ekrandayken programlara bağlanıyor.
Benim onlara önerim bitirsinler.
Yeter artık.
Vallahi bıktırdınız, vallahi kabak tadı verdiniz.
Ben Özcan Deniz deyince şarkılarını dinlemek, ara ara 90'lara dalıp gitmek istiyorum o kadar.
Başka bir şeyle hatırlamak istemem!

Hırsızın hiç mi suçu yok

"O bunu aldattı, bu buna şöyle mesajlar attı" diyorlar...
Böyle durumlarda erkeklerde bulurum suçu, haksızlar derim, net... Hele ki evli falansa aman Allah'ım!
Ama şunu da sorarım:
Eee iyi de kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok...
Hırsızdan kastım bazı kadınlar.
Son zamanlarda ortaya atılan bir sürü benzer mevzu var.
Mesela ben bir oyuncunun bir hanımefendiye attığı mesajları gördüm.
Öyle böyle çirkin değil.
Dehşet verici hatta.
Ama mesajların gidişatına bakınca "Ortama yol açılmış" diyebilirsin.
Günümüzde o kadar yaygın ki ifşa meselesi, o kadar yaygın ki "Ünlü biri bana asıldı, ben bunu kullanayım da ünlü olayım" demek...
Yani çok dikkatli olmak lazım.
Biz hangisi gerçek, hangisi masum, hangisi mağdur, inanın anlamakta zorluk çekiyoruz.

Haberin Devamı

İnsanların felsefesi var

YouTube programlarından birinde Danimarkalı bir kız 'Hygge felsefesi'nden bahsetti.
Sonra ne tesadüftür ki sosyal medyada gezerken karşıma 'mutluluk sırrı Hygge felsefesi' başlığı çıktı. Bir instagram hesabında gördüm sanırım.
Bu felsefe aslen Danimarka kökenli ama birçok İskandinav ülkesinde kabul görmüş.
Diyorlar ki...
◊ Para mutluluğu garanti etmez...
◊ Gösteriş yapma...
◊ Kendini başkalarıyla sakın kıyaslama...
◊ Sahip olduklarına şükret...
◊ Küçük şeylerden mutlaka mutluluk çıkarmayı bil.
◊ Minnettar ol.
Hygge kafasına geçmek lazım.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Kopenhag'da yaşarken bunları yapmak, söylemek kolay, haydi gel bir de İstanbul'da yaşa da yap bakalım..."
Yani evet, zor, haklısınız ama denemeye değmez mi

Türkiye'den çıktı yola

Eleştiri hep olur, olsun.
İçten içe sevse de "Bu ne be kardeşim!" diyen hep çıkar.
Çıksın!
NSosyal son zamanlarda bu eleştirileri en çok üzerine çeken girişim.
Bakın bazıları muhaliflik gömleğini çıkarmak istemedikleri için, güzeli bile kötüleyeceklerdir.
Bu hep böyle olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Olsun!
Ama NSosyal isimli platformun sonuna kadar arkasında olmak lazım.
Farkında değil misiniz, önüne geçemiyoruz 'X'in...
Birçoğumuz "Benim hakkımda nasıl bunu yazarlar" diyoruz. Ya da "Bu yalan, bu iftira. Ben bunu nereye şikâyet edeceğim Ben nasıl önlem alacağım" diye düşünüyoruz.
E tamam işte.
Artık NSosyal var!
Türkiye'den dünyaya açılan bir sosyal medya platformumuz var. Global bir marka olma yolunda ilerleyecek, göreceksiniz.
Yarın öbür gün videoları da izleyeceğiz oradan, mesajlaşmaları da yapacağız oradan. Biraz sabır. Biraz destek. Biraz alkış.
Biz arkasında olursak NSosyal'in, kısa süre sonra vazgeçilmez uygulamamız olacak.
Çok eminim.

Haberin Devamı

Ofis gerekliydi