İstanbul'u geziyorum manzaram kapalı
İstanbul'da yaşamak güzel tamam ama bir o kadar da can sıkıcı bazen.
Kandilli'deki "Suna'nın Yeri" mesela.
Tam eski istanbul mekânları gibi. Otur 80'ler tipi sandalyene bir beyaz masa ve dostlarla sohbet.
E karşında da nefis İstanbul Boğazı.
Pardon... Manzara konusunda konuşmamız lazım. Çünkü Kandilli İskelesi'ne mekânın manzaraya baktığınız noktasına belediye gelmiş dev bir jeneratörü koymuş gitmiş.
Sadece o değil birkaç yıl önce orada olmayan direkleri de dikmiş.
Kendimize ancak böyle ihanet ederiz. Jeneratör mü lazım daha ufakları var, ufakları kurtarmıyor mu iskelenin daha görünmez tarafı var. Sadece orası değil...
Oturuyorsun mesela Kabataş'ta... Karşında alakasız bir bina yükseldiğini görüyorsun. Ya sabır deyip rotanı Boğaz'ın başka noktasına çeviriyorsun.
Bakıyorsun orada da ne olduğu olacağı belli olmayan bir inşaat.
Hay Allah diyorsun ya.
Sonra aklına Orhan Veli'nin satırları geliyor:
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Bu satırlar anlatıyor nelerin değiştiğini yıllar içinde.
Artık İstanbul'u ne dinleyebiliyorum gözlerim kapalı ne de izleyebiliyorum
gözlerim açık...
Trollemiş mi acaba
Fenerbahçe'nin yeni sezon forma tanıtım lansmanına kıpkırmızı bir kıyafetle katılmış Meltem Cumbul.
Fenerbahçe taraftarı kendisi, zaten o yüzden davetli oraya.
Ama uğraşsan, didinsen, bir trol soksan araya ancak böyle bir harekete imza atardı.
Fenerbahçeli olmayan bile, bu konudaki hassasiyeti bilir.
E kusura bakmayın bilmelidir.
Fark etmedi diyeceğim imkânsız, unuttu diyeceğim yine pek mümkün değil.
Yani olacak iş değil. Bence bir süre kırmızıyı andıracak hiçbir şey giymemeli Cumbul.
Yoksa işi zor.
En pik dönemde kampanya mı
Oteller sezonun en yüksek dönemine yaklaşırken bile kampanyalarına devam ediyormuş tatil bölgelerinde. 'Bir gece bizden' kampanyaları varmış. Benim bildiğim bu kampanyalar sezon başlamadan yapılır.
E şu dönemde bile oluyorsa demek ki bir yerde yanlış bir şeyler var.
Her otel için geçerli değil bu tabii ki.
Ama doluluk oranları düşük yerler var biliyorum. Aynı şeyler plajlar içinde geçerli.
Bakıyorsun yandaki halk plajına, full...
Bakıyorsun bitişikteki giriş ücreti tavan, plajları ise boş.
Demek istiyorum ki bunu siz istediniz.
Anlarım kiramız yüksek, maliyetimiz tavan, çalışanlarımızın maaşları uçuk savunmasını...
Kısmen hak da veririm.
Ama bir şeyler yapmak, bir çözüm bulmak da gerekiyor.
"Kiram yüksek ben de böyle bir politika izledim" deyip konunun kapatmayın..
Mesela restoran ve kulüpler için de geçerli benzer şeyler.
Her sene aynı hikâye.
Açıyorlar mekânlarını, sezon bitmeden kapatıp dönüyorlar yuvalarına.
Biz bıktık siz bıkmadınız.