İlk kasetim 'Prangalar'

İntroların efendisiydi. Hem şarkıya girsin diye beklerdik hem intro hiç bitmesin diye. Kendine has ses tonuyla, aradaki hıçkırık hamleleriyle, off off çekmeleriyle mest ederdi. Onlar ne şarkılardı... Ağlamak isteyeni hüngür hüngür ağlatırdı. İlk aşkı ve ilk aşk acısıydı bir dönemdekilerin. Ve arabeskin bir babası varsa eğer, oydu. Bu dünyadan bir Ferdi Tayfur geçti...

Sene tam kaç hatırlamıyorum. Muhtemelen ilkokula gidiyorum, hatta büyük ihtimalle ilkokul son sınıftayım. Haydi bilemediniz ortaokul hazırlıktayım.
Elimde mavi bir walkman'im var. Kaset çalıyor ama CD değil. Yanımda da 1992 yılında çıkan Ferdi Tayfur'un "Prangalar" albümü.
Şu meşhur "Emmoğlu"nun, "Neyleyim sen yoksan eğer dünyanın servetini" sözlerinin geçtiği "Geçen Yıl" şarkısının, "Sabahçı Kahvesi"nin ve benim en sevdiklerimden olan "Sen Nerdesin Ben Nerdeyim" şarkılarının olduğu albüm gibi albüm...
Neyse taktım walkman'i, koydum kaseti, iki katlı otobüsle Bakırköy'den Taksim'e doğru yola çıktım.
İki katlı otobüsün üst katının en önünde oturuyorum.
O yaşta insan Ferdi mi dinler
Biz dinlerdik işte.
Artık neye efkârlandıysak...
Sonra neden bilinmez, o kaseti çıkarıp otobüsün koltuğuna koymuş, orada unutmuşum. Günlerce ağladığımı hatırlarım.
Hiç konserine gitmedim, yaşım tutmadı muhtemelen.
Ama babadan kalmadır bende Ferdi Tayfur sevgisi. Onun şarkılarıyla büyüdüm. Hiç de gocunup utanmıyorum.
O dönemlerde bir elimde The Beatles'ın "Let It Be" albümü, bir elimde de Ferdi Tayfur'un "Prangalar" albümü vardı. İki duygu arasındaki geçişi hızlıca yakalayabiliyordum yani.
Ferdi Tayfur'un anlamı büyüktür benim için. Çok büyük isimdir. Hep de öyle kalacaktır. Yeri de doldurulamayacaktır.
Ben de hiç unutmayacağım, Bakırköy-Taksim arasındaki o "Prangalar" kasetini, önlü arkalı baştan sona dinlediğim günleri...

Haberin Devamı

Farkını anlatmışlar

10haber.net'te okudum. Onlar da BBC Türkçe'den almışlar. Müzik eleştirmenlerine sormuşlar Ferdi Tayfur'u. Naim Dilmener, Haluk Çobanoğlu, Murat Meriç ve Derya Bengi'ye. Hepsi ortak bir noktada birleşmiş aslında.
Diyorlar ki; "Ferdi Tayfur arabeskin iki babasından biriydi."
Bir diğer isim olarak Orhan Gencebay'ı söylüyorlar.
Gencebay büyük bir usta, büyük müzisyen ama sahne performansı olarak ele alacak olursak Ferdi Tayfur koşar adımla önündedir bana göre de.
Mesela şöyle bir kıyaslama var: