Akıllı kadın Arzu Sabancı.

Arada ince göndermeler yapıyor.

Direkt hedefe de odaklanmadığı için millet "Acaba kime bu gönderme" diye düşünüyor tabii.

Bakın en son sudaki ördeklerin fotoğrafını paylaşıp "Ekmek elden su gölden" yazmış.

Diyorlar ki sürekli tatil yapan, alışverişe giden, gülen oynayan oğlu Hakan Sabancıile sevgilisi Hande Erçel'e gönderme mi yaptı

Aslında Hakan'a değil, Hande'ye mi gönderme yaptı diye konuşuluyor tabii. Valla bilemeyiz hedef kimdi ama var bir 'hinlik' olduğu belli.

Lüks tatillerden, yapılan harcamalardan rahatsız da olabilir Arzu Sabancı.

Yazının başında neden "akıllı kadın" dedim...

Öyle çünkü...

Direkt Hande'ye laf etse oğluyla başı derde girecek, o yüzden açık kapılar bırakarak böyle paylaşımlar yapıyor bence.

"Hayır sözlerim Hande'ye değildi" dese kimse itiraz edip aksini ispatlayamaz çünkü.

Mutluluğun sırrı 'aldatmak'

Ben demiyorum. İnternette gördüm. Kendine fenomen diyen bir kadın çıkmış, mutluluğun sırrını anlatıyor.
"Mutluluğun yolu aldatmaktan geçiyor" demiş.
"Mutlu olmak için ufak tefek kaçamaklara izin verin" diye de saçmalıkta seviyeyi yükseltiyor.
Yahu bırakın böyle boş cümleleri. "Özgürlük alanı tanı", "Hayatına müdahale etme", "Karışma" hepsine tamam. Ama aldatmaya müsaade edilmez...
Tüketim hızının artması, değişiklik ihtiyacı, sosyal medyanın etkisi ve insanların bunca rahatlığı yüzünden oluyor hep bunlar.
Siz dinlemeyin böyle soytarıları, aman diyeyim. Sora anlatırsınız derdinizi "Ama sayın hâkim mutluluğun sırrı aldatmaktı. Ben mutlu olmak için aldattım" falan diye.

Markalaştırmaz rezilleştirir

Bir modacı "Magazinsel olunca isminiz markalaşıyor" demiş.
Dünyanın en saçma sapan tespitlerinden biri bu. İlk aklıma geleni yazayım... Bahar ve Nihal Candan kardeşler.
Bu abla kardeş magazinsel oldukları için isimleri markalaştı mı
Hayır!
Markalaşmak kalite demektir.
O yüzden konuyu hiç uzun uzun tartışmaya gerek yok.
Magazinsel olmak asla markalaşmak değildir.