1.5 milyona yakın kişi sokaklardaydı. Caddeleri doldurup doyasıya yaşadılar o anları. Dans ettiler, yemek yediler, şarkı söylediler, eğlendiler. Hem de çok eğlendiler. Adanalılar bir kez daha gelenleri, görenleri kendilerine, şehirlerine hayran bıraktılar.

Bahar ile beraber Adana rehabilitasyon merkezi haline geliyor.
Portakal çiçeklerinin görüntüsü, etrafa yaydığı o koku görenleri, duyanları dertten sıkıntıdan arındırıyor...

Adana Portakal Çiçeği Karnavalı'nın bu sene 12'ncisi düzenlendi. İlk kez Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan etkinlikte bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği de vardı.

13 Nisan'da Bakan Mehmet Nuri Ersoy'un gerçekleştirdiği açılış ile başlayan etkinlikler pazar günü son buldu.
Şehrin bir bölümünde sergiler, diğer tarafında konserler, bir

diğer yerde çocuklara özel oyun alanları vardı.
Müzeler açıldı, müzeler gezildi. Şehir nefes aldı, şehir eğlendi.
9 gün boyunca hem festival hem karnaval coşkusu yaşandı. Adanalılarla birlikte karnavala katılanlar dört dörtlük günler geçirdi.

Anlatmakla olmaz ki

Festivalin son haftasına katıldım ben.
Hep anlatırdım, "Nisan ayında Adana çok başka" diye söyler dururdum.
Ama öyle bir etkinlik ki bu, yaşamadan olmuyor, orada olmadan ne kadar anlatırsan anlat yok işte...
İlk kez gelenler bu sene ne demek istediğimi çok iyi anlamıştır.
150 bin kişi Adana'ya geldi.
E halkla beraber sokaktakilerin sayısı 1.5 milyonu aştı.
Düşünsenize bir tarafta tüm sosyetenin dilinde olan Alaçatı Ot Festivali vardı.
E orayı tercih edenler de hep dudak bükerek bakarlardı Adana'daki Portakal Çiçeği'ne. Bu sene büyük gol yedi mesela Ot Festivali.
Oradakiler bile Adana sokaklarını görüp "Keşke orada olsaydık" dedi.