Bülent Arınç AKP'ye yakın akademisyen ve gazeteci yorumcular için şöyle bir laf etti:

Küfür kelimesini hepimiz biliriz. Ama bu küfürük de nereden çıktı

Bu kelimeyi Türk Dil Kurumu sözlüğünde ne de dünya dil sözlüğünde bulamadım.

Tek çare bu dedim, Yapay Zekâya sordum,

Sağ olsun J İslami küfrü de sokak jargonu içindeki küfürleri de buldu…

Ancak Küfürük için yapay zeka sistemi çöktü ve itiraf geldi; Yok, bulamadım…

Anladım ki Arınç'ın zekası kadar zekası yok.
İş başa düştü diyerek Allah'ın verdiği zekâmı devreye aldım:

Arınç zeki adamdır, hukukçudur.

AKP yandaşları olan akademisyenler, gazeteciler ekranlarda birine doğrudan küfür etse ya da tükürse başı derde girer.

Arınç bunların hepsini birden elemek için yepyeni bir kelime üretti:

Ne küfür sayılır ne tükürük…

Ne şiş yansın ne kebap.

Böylece hem onları yerdi hem de hukukî olarak açık bırakmadı.

Maddi, manevi, hakaret nedeniyle tazminat davaları da açamazlar.

Kelime yoksa, hakaret de yok.

Hakim sorar davacılara: "Ne diyerek hakaret etti size"
Yanıt verirler; "Küfürük" dedi sayın hakim.

Hakim dil uzmanı bilirkişi görevlendirir.

Rapor gelir; "Böyle bir kelime dünya dilleri literatüründe yok…"

Arınç beraat eder.

Yapay Zeka kıskanacak beni çünkü "Küfürük" kelimesinde bir de şu var:

Hani cin çıkaranlar var ya,

Muska yazanlar var ya,

"Dualı su iç, eşin seni terk etmez" diyenler var ya,

"Erkek ya da kız çocuk istiyorsan ayrı muska yaparım" diyenler var ya,

Bunlara ne diyoruz

Şimdi gözlerinizin önüne yandaş televizyon kanallarını getirin.

Bir yanda Küfürük'çüler var: