Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt dışı gezilerine davet edilmemi bir yana bırakın, 9 cumhurbaşkanı, 15 Başbakan izleyen 56 yıllık gazeteci ve Yeniçağ Ankara Temsilcisi olarak saraya akredite edilmiyorum.
Gerek iletişim Başkanlığına gerek Türkiye Cumhuriyeti Kamu Denetçiliği Kurumu'na hatta bizzat ziyaret ederek önceki başkanı Şeref Malkoç'a şikâyet ederek saraya akredite olmak için başvurdum.
Heyhat saray duvarlarını ve ambargosunu aşamadım.
Faruk Bildirici Erdoğan'a ABD dönüşü uçaktaki gazetecilerin sorularının listesini açıkladı.
Ahmet Hakan da şöyle itiraf etti:
"Yöntem şu: İletişim Başkanlığı, gazetecilere 'Hangi soruları soracaksınız' diye soruyor. Bunun amacı da belli: Mükerrer soru olmasın, sorular hep aynı konuda olmasın, sorular çeşitlensin..."
Açıklamadığı gerçek şu: Bu sorular da yanıtları da önceden veriliyor Erdoğan'da anlatıyor.
Yani al gülüm, ver gülüm…
İktidara destek veren gazeteci Mehmet Çek Erdoğan'ın uçağına alınan gazeteciler konusunda "X" hesabından özetle dedi ki;
"Kimselerin tanımadığı, kamuoyunda ve medyada hiçbir karşılığı olmayan isimleri uçağa doldurmak nedir
Bırakın reytingi en yüksek isimler eşlik etsin cumhurbaşkanımıza
Yapmayın Allah aşkına!
Beyler, bayanlar, sadece bu adetleriniz değil kurulu iletişim düzeni ve bu düzenin semiren bütün sözde 'medya eliti' çürümüştür.
Kim bu arkadaşlar Aralarında yazdığı okunan, söylediği dinlenen birileri de var mı acaba"
Mehmet kardeşim:
İletişim Başkanlığı dün Altun bugün Duran döneminde; "Seç seç al" yöntemi izliyor.
Diyorum ki;
Beni seçmeyin akredite edin, yurt içi yurt dışı cumhurbaşkanımızı izlemek istiyorum.
Ayrıca, "Seçmece gazeteciler" sorununun Erdoğan'dan kaynaklanmadığını düşünüyorum.
29 Kasım 2017'de Erdoğan AKP meclis toplantısında ateş püskürerek dedi ki:
"Adımı kullanarak size kim geliyorsa, bana sorun ve bunu teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak!
Bunu yapanların hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır.
Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem."
Erdoğan'ın grup salonundan çıkışını beklerken gazetecilere önemli bir şey soracağım dedim.
"Aman abi sorma kızıyor" dediler. Kızarsa kızsın diyerek şöyle sordum:
Sayın Cumhurbaşkanı, bugün saydınız tek tek, sözleriniz sadece bürokratik yapıya mıydı Benim adıma özellikle bakanlar dediniz. Bu önemli uyarınıza aileniz de dahil miErdoğan hemen şöyle yanıt verdi:
"Hepsine, hepsine. Tepeden tırnağa tepeden tırnağa, istisnası yok. Kendi ailem de dahil…"
Sayın Cumhurbaşkanım fotoğraf çektirebilir miyim diye sorum.
"Elbette Orhan Bey gel yanıma" dedi. Gazeteciler adımı söylediği için çok da şaşırdılar.
Yanına geçerek gazetecilerin bakışları altında şu fotoğrafı cumhurbaşkanlığı foto muhabiri çekti.
Erdoğan, "Bu fotoğrafı hemen Orhan Bey'e gönderin"