Sayın Mahkeme Başkanı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesi devleti, "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlar.

Hukukun üstünlüğü, demokratik düzenin sarsılmaz temelidir.

Siyasi partiler ise anayasamızın 68. ve 69. maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.

Anayasa'nın bu hükümleri, siyasi partilerin iç işleyişlerinin, kongrelerinin ve seçimlerinin serbestçe ve hukuk çerçevesinde yürütülmesini güvence altına alır.

Bugün mahkemenizde Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir Kurultay'ına ilişkin iptal talepleri bulunmaktadır.

Basına yansıyan iddialar, bazı kişilerin, "para aldım", "işe girdim" ve "çıkar karşılığı oy kullandım" gibi beyanlarından ibarettir.

Sayın Başkan, Türkiye'nin en köklü siyasi partisinin Kurultayı'nı iptal etmeniz hem demokrasiye hem Anayasa'ya büyük zarar verecektir.

Siyasi Partiler Kanunu'nun 3. ve 4. maddeleri siyasi partilerin iç işleyişinde serbest olduğunu ve yalnızca kanunla sınırlanabileceğini öngörür.

Yüksek Seçim Kurulu ve ilgili seçim kurulları ise yalnızca usul yönünden gözetim ve denetim yetkisine sahiptir.

CHP Kurultayı'nda oy kullanan her delegasyonun iradesi, sadece sandıkta ve serbest oyla şekillenmiştir. Bireysel beyanlar, Kurultay'ın tamamını şaibeli hale getirmez.

Sayın Başkan, şunu unutmayınız:

Bugün CHP dosyasında imza atacağınız karar, yalnızca hukukun değil, aynı zamanda tarihin kaydına geçecektir.

Mahkemenizin önüne gelen davada vereceğiniz hüküm;

Milyonların oyuyla şekillenmiş bir iradenin üzerine gölge düşürecek ya da demokrasimize olan güveni pekiştirecektir.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tek hâkimi olarak büyük bir sorumluluk altındasınız.

Bu yalnızca hukuki değil, vicdani bir sınavdır...