Baktım ki unutuldu gitti 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk skandalı.
Unutmayan tek kişi kaldı; Devlet Bahçeli.
Odasında hâlâ durup duruyor pilsiz 17:25 Aralık'a sabitlenmiş saati.
Devlet Bahçeli gazeteci Can Dündar'a demişti ki;
-"Pilini ben çıkarttım, 17:25'e sabitledim, hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız"
Asla geri adım atmadı.
Ama Bahçeli çalıştı.
-"Ya Erdoğan'ı anayasaya uyduracağız ya anayasayı Erdoğan'a uyduracağız" dedi.
Parlamenter Rejimi yıktı, Recep Tayyip Erdoğan için ucube tek adam rejimi kurdu.
Erdoğan ve Bahçeli el ele, gönül gönüle Türkiye'yi yönetiyorlar.
17-25 Aralık neydi
Muhalefet de özgür medya da yargı da unuttu.
Çalanın yanına kâr kaldı.
Ucube tek adam rejiminin kurulmasının temeli de buydu.
Bahçeli'nin pilsiz 17:25 saati sadece bir nostalji,
Bahçeli'nin sert ve gerçekçi muhalefeti hoş bir seda,
Bahçeli'nin Erdoğan'ın yolsuzluk haftası boş bir hayal,
Bahçeli'nin Erdoğan'ın yargılanması talebi ahirete kaldı.
21 Ekim 2014'te, Bahçeli, şöyle demişti:
-"17 Aralık teorik planda kapatılsa da maşerî vicdanda hâlâ açık, ahlak ve adalet nezdinde hâlâ kanayan yaradır.
Bu yara kabuk bağlamadan, bu illet tedavi edilmeden, 17 ve 25 Aralık zanlıları mahkeme önüne çıkarılmadan adalet zehirli duman olacak, AKP'yi boğup atacaktır."
Çok haklı. Benim vicdanımda da halkın vicdanında da 17 Aralık dosyası hâlâ açık.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17-25 Aralık için, "Hükûmete darbe" sözüne Bahçeli şöyle tepki göstermişti:
-