Mustafa Kemal vatan toprağının yüzbinlerce şehit ve gazi kanı akıtılarak düşman işgalinden kurtuluşun müjdesi 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi'nden hemen sonra dedi ki;
"Millî Mücadele'nin birinci evresi kapandı. Artık ikinci evresi başlıyor!"
Birinci evrenin "ilk adımı" 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başladı.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi ile taçlandırıldı.
20 Ocak 1921'de yeni anayasa temel ilkeyi koydu:
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2- Hâkimiyet bilâ kaydü şart Milletindir.
1 Kasım 1922: Saltanatın kaldırıldı
29 Ekim 1923: Cumhuriyet ilan edildi.
20 Nisan 1924: Anayasa'ya şu hükümler kondu:
Madde 2- "Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir." (Makarrı: Merkezi- OU)
3 Mart 1924: Halifelik ve aynı Şeriye Vekâletinin kaldırıldı.
5 Şubat 1937: lâiklik ilkesi Anayasa'da yer aldı.
Mustafa Kemal'in yıkılamaz, yıkılması, değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin özeti işte bunlardır
Mustafa Kemal sayesinde;
Hakimiyetin tek sahibi padişahların tebaası olmaktan kurtulduk.
Milletin hakimiyetine dayalı demokrasiye sahip olduk.
İşte bu nedenlerle Türk Milleti yüreğindeki inançla haykırıyor:
Mustafa Kemal'in askerleriyiz.
Teğmenlerin haykırışlarına da gelelim.
Yıl 1906- Şam
Atatürk'ün asker ve askerlik mesleğini yazdığı not defterindeki tanımlar
"Arkadaşlar; mademki askeriz. Mademki hedefimiz, gelecekteki emellerimiz ortaktır, arkadaşlığımızın kardeşliğimizin üstünde bir kuvvet ve irtibata mal olması pek tabiidir.
Her hâlde hepimiz kardeşiz ve bu kardeşliğimiz sonsuz bir hayata sahiptir
Düşmanı mağlup eden ordularımızın sevk ve idaresinde bilimsel ve teknik esaslar rehberimiz olmuştur."
Ve o gün tutulan bu notla kurulan kardeşlikle kazanıldı kurtuluş savaşları.
Gelelim günümüze.
Fotoğrafta gördüğünüz Mustafa Kemal'in kılıcını günümüzde genç teğmenlerde gördük.
Biz Türkler asırlardır, "At, avrat, silah" üzerine yemin ederiz.
Genç Teğmenler o kılıçları asırlardan gelen geleneğin devamıdır.
Eğirdir Dağ Komando Okulundan 1980'de mezun olup Asteğmen olunca tüm silah arkadaşlarımla ellerimizi silahların üzerine koyarak yemin ettik.
Mustafa Kemal Atatürk; "Ordu Mekteptir" başlıklı yazısında özetle der ki;
"Asker ocağı, teşkilatı ile millet ve hükümetinin itimadına layık, ilim ve ahlâkça yüksek, fedakârlık fikirleri ve özellikleri ile üstün, vazife aşkı ile dolu subaylardan oluşan eğitim kadrosu ile milletin yetişmiş gençlerini yalnız askerlik konusunda değil, kültür konusunda da eğiten bir okul, bir terbiye ocağıdır.