Kültürel kalkınma olmadan ekonomik kalkınma olmaz

Eski Kültür Bakanlığı Müsteşarı değerli ağabeyim yazar Yahya Aksoy, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili dikkat çekici bir yazı ve güzel bir program gönderdi: "Fikirler ve devrimler sanatla yayılır." Gazi Mustafa Kemal Atatürk "İlim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder." İbn-i Sina (980-1037) Kültür; "Toplumsal yaşam süreci içinde yaratılan ve bir topluma niteliklerini veren maddi ve manevi değerler bütünü" olarak tanımlanmakta. Sanat; "Bir duygunun, bir düşüncenin, bir tasarının, bir olayın ya da güzelliğin beceri ve düş gücüyle anlatımına dayanan yaratıcı insan etkinliği" olarak ifade edilmekte. Sanat felsefesi; Sanatın etkinliğini inceleyen ve sanatı tüm yönleriyle ele alan felsefi bir disiplindir. Estetik, sanat felsefesinde öne çıkar, insanı ve toplumu yüceltir. T.C. Anayasası: Madde 27- Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Düşünce, tasarım, beceri, düş gücü özgürce etkinliğini gösterdikçe, sanat ve sanat ürünü özgün olmaya devam eder. Sanatçı her türlü baskı, tehdit, yönlendirme, korku ve baskıdan uzak oldukça ürettikçe zirveye tırmanır. Bu durum esere ve sanat tarihine yansır ve özgün eser olarak sanat tarihinde yerini alır. Toplumsal varlık olarak, toplumla birlikte kendini yeniden üretme ve varlığının bilincine varma sürecinde, zihinsel olarak ürettiklerinin bütünü olan kültür, işlevselliği açıdan maddi ve manevi kültür olarak değerlendirilmektedir. Kültürde ağırlık sanatta olup, sanatı içermeyen bir kültür düşünülemez. Kültürel kalkınma olmadan ekonomik kalkınma olmaz Yüzlerce tanımı yapılan kültürün, anlatılması için sözcükler, yazılar, kitaplar yetersiz kalmaktadır. Ucu açık, sonsuz, insanlıkla özdeş, tarihsel derinlikleri ve genişliği olan uygarlıklar simgesi kültür ve sanat, insanlık tarihinin temel taşıdır. Atatürk'ün, "muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak" hedefine ulaşmak için zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Dünya ulusları ve ulusumuz için izlediği tutum ve uygulamaları, tüm dünyada barış, güven, özgürlük, adalet, huzur ve hoşgörü alanlarında Atatürk evrensel bir lider olarak ilham kaynağı olmuştur. Her insan kendi kültürünün ürünüdür. Bu niteliklerle insanlık içinde yerini alır. Kültürün ana kaynağı olan sanat, bireyin ve toplumun kimliği, kişiliği, benliği ve değerler bütününü oluşturan temel unsur olarak, demokraside öne çıkmakta, öncelik kazanmakta ve devlet- sanat ilişkisi önem kazanmaktadır. Kültür temeli üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dediği gibi: "Milletimizi, gerçek özellikleriyle uygar ve ileri olmaya" taşıyarak çağdaş uygarlık üzerine çıkaracak bilim, kültür, tarih, sanat, sanayi, eğitim, spor gibi hayatın bütün alanlarında sonsuza dek yücelerek ilerleyecektir.