AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında hapse girinceye kadar belediyeciliği öğrendi.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 5. Maddesini Erdoğan 12 Aralık 2012'de şöyle düzenledi:
Büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırlarıdır.
İlçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırlarıdır.
Mart 2009'da yapılan yerel seçimde AKP 16 Büyükşehir'in Ankara ve İstanbul başta 10 tanesini kazandı.
CHP 3, MHP, DSP ve DTP ise birer büyükşehir belediye başkanlığı kazandı.
Tek başına iktidar olan Erdoğan o günlerde Fethullah Gülen ile el ele iktidardaydı.
Bu yasa değişikliği ile büyükşehir belediyelerinin sınırlarının genişletilmesinin elbette siyasi bir amacı vardı:
-Rant sınırlarını genişletmek.
TOKİ'ye imar yetkisini de verince AKP'li büyükşehir belediyeleri ile AKP iktidarı başta FETÖ'cüler olmak üzere yandaşlarına rant sağlayıcı oldular.
Bu amacı yıllar sonra AKP kurucularından sağduyulu ses Bülent Arınç şöyle ortaya koydu:
Melih Gökçek, FETÖ'cülere parsel parsel rant sağladı.
Gelelim konumuza.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan yılda bir kez kullanacağı milyarlarca liraya mal olan Ahlat sarayı zirvesinde dedi ki;
-"Asıl sorumluluk yerel yönetimlerdedir. Muhalefet belediyeleri yangın anında bile siyaset yapma derdindedir. Millete hesap vermesi gerekenler yerel yönetimlerdir. Muhalefetin her konuyu siyasallaştıran çarpık bakış açısını terk etmesini bekliyoruz."
İşte şimdi yakaladım seni Erdoğan.
Haydi, tüm ormanların hukuki sorumluluğunu büyükşehir belediyelerine ver.
Gör bakalım CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanları;