2010 anayasa değişikliği ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşturulurken, yargı cemaate teslim edildi.

FETÖ'cüler hem yargıda hem de devlet içinde, "Paralel Devlet Yapısı" oluşturdular.

Erdoğan, Fethullah Gülen'e 2012'de şu çağrıyı yaptı:

Yargıdaki Cemaat örgütlenmesine karşı eleştirilere 2011 yılında Meclis kürsüsünden yanıt veren dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da şöyle dedi:

Erdoğan, Gülen ve Bozdağ; Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve YSK gibi yargının en önemli kurumlarına FETÖ'cüleri atadılar.

Konumuz "Erdoğan'ın diplomasının peşinde" olduğuna göre Yüksek Seçim Kurulunu (YSK) ele alalım.

2014 cumhurbaşkanlığı seçimine noter tasdikli fotokopi diploma veren Erdoğan'ın sunduğu bu belgenin sahte olduğu iddiaları 2015'te ortaya çıktı.

HKP ve hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu "diplomanın sahte olduğu" iddiasının araştırılmasını ve "tam kanunsuzluk" nedeniyle cumhurbaşkanlığının iptali için YSK'ya başvurular yaptılar.

YSK, Eminağaoğlu'nun talebini şu gerekçe ile reddetti.

" 298 sayılı Kanun'un 112. maddesinde de öngörüldüğü üzere, itiraz eden, delillerini ve gerekçelerini göstermek zorunda olup, seçim kurullarının delilleri araştırma ve toplama görevi bulunmamaktadır. İstemin reddine, oybirliğiyle karar verildi."

Dönemin CHP Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasını araştırmadan onaylayan üyelerin YSK'dan ayrıldıktan sonra hangi görevlere atandıklarını sordu.

YSK Başkan Sadi Güven, 28 Kasım 2016'da şu yanıtı verdi:

Erdoğan'a 2014'te diplomasının gerçek mi sahte mi olduğunu araştırmadan onaylayarak Cumhurbaşkanlığının yolunu kimler açtı

YSK'nın hukukçu Eminağaoğlu'na sordum; "seçim kurullarının delilleri araştırma ve toplama görevi bulunmamaktadır" şeklinde karar doğru mu, kanuni mi

Eminağaoğlu dedi ki;