Siyasi Parti liderleri,

Türkiye Barolar Birliği,

Televizyon ve gazete sahipleri,

Televizyoncular, gazeteciler, yazarlar, yorumcular,

Hukuk Fakültelerinin dekanları ve öğretim üyeleri,

Rektörler,

Hukuk uzmanı; Profesörler, Doçentler, Doktorlar,

Avukatlar,

Emekli hâkim ve savcılar,

Sivil Toplum Kuruluşları

Hepinizi suçluyorum.

Çünkü

Birinci yargı krizi:

16 Nisan referandumunda 1,7 milyon, kanuna aykırı şekilde kullanılan mühürsüz oylar YSK tarafından "geçerli" kabul edilip, 1,3 milyon farkla parlamenter rejim tarihe gömülürken neredeydiniz

İkinci yargı krizi:

Recep Tayyip Erdoğan'ın 3. kez adaylık başvurusu YSK tarafından anayasaya aykırı şekilde çiğnenirken neredeydiniz

Unutmayın ki bu Yargıtay'ın üyeleri YSK üyelerini seçenlerdir.

Üçüncü yargı krizi:

Can Atalay kararlarıdır.

Birinci derece mahkeme de Yargıtay da Anayasa Mahkemesi kararını uygulamıyor.

Yargıtay daha da vahimini yapıyor;

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve Başkanı Numan Kurtulmuş'u da suçluyor ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunuyor.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye yaşattığınız yargı krizi için diyorum ki;

-"Rezil ucube rejim sizin eseriniz"

Değerli okurlarım,

Yukarıda saydığım kurum ve kuruluşlar Can Atalay krizi sonrası atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra güya uyanıp açıklama yapıyorlar.

Onlara şunu da hatırlatayım;

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş 25 Eylül 2023'te "Yeni Anayasa" için temel ilkeyi şöyle vurguladı:

-"Güçler ayrılığı, güç birliği olmalı"

Erdoğan'ın 3. kez adaylığı kabul edilince 01 Nisan 2023'teki, "YSK kararı ile Jüristokrasi oluştu" başlıklı yazımdan bir bölüm hatırlatayım.

Türkiye'de ucube tek adam rejiminin kurduğu yeni yapı YSK'nın hukuksuz Erdoğan kararı ile ortaya net şekilde çıktı:

Jüristokrasi hükümeti

Jüristokrasi, yargıçlar yönetimi olarak tanımlanmaktadır.