Tanıdınız değil mi
Karadeniz pidesi pişiren bu fırıncı ustası; 1944 yılında Rize'nin Pazar ilçesine bağlı Subaşı köyünde doğan dünyanın en ünlü akademisyenlerinden Prof. Dr. Mehmet Haberal'dır.
Başkent Üniversitesi iletişim koordinatörü ve öğretim görevlisi 40 yıllık gazeteci kardeşim Osman Yazıcı, beni arayarak Karadeniz Pidesi ikramının yapılacağı öğle yemeğine davet etti.
FIRIN adlı yemekhaneye girince baktım ki tıp dünyasının en ünlü akademisyenlerinden olan Prof. Dr. Haberal elinde fırıncı küreği pide pişiriyor.
Beni görünce, "gel yanıma sana da öğreteyim" dedi.
Ceketi çıkartıp geçtim yanına.
Pideleri odun ateşi yanan fırına tek tek yerleştirirken sordum:
Hocam bu ustalığınızı bilmiyordum. Nasıl ustalaştınız
Haberal hoca bir yandan fırın içindeki pideleri öne, arkaya ve sağa sola yerleştiriyor bir yandan da bana şöyle anlatıyordu:
"Orhan ben cumhuriyetimizin yetiştirdiği bir köy çocuğuyum. Çocukluk yıllarımda fırında çalıştım becerim ta o yıllardır geliyor. Menüde pide olunca alırım küreği elime geçerim fırının başına. Benim hobimdir fırıncılık"
Kuşbaşılı, kıymalı ve peynirli Karadeniz pidelerini Haberal hocam tek tek pişirdi.
Değerli Haberal hocamla tam 50 yıllık dostluğum vardır.
Yeni Tanin Gazetesinde basın kartını almıştım. Merhum gazeteci ağabeyim çınar Gümüşel, "Orhan Hacettepe Üniversitesi Genel Cerrahi bölüm başkanı Prof. Dr. Nevzat Bilgin'e git çok önemli bir haber var" dedi.
3 Kasım 1975'te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü'nde, Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Türkiye'de ilk kez annesinden aldığı bir böbreği yaşındaki çocuğu başarı ile naklettiğinin haberini yaparken tanıştım.
50 yıldır süren dostluğumuz abi – kardeş seviyesinden hiçbir zaman kopmadı.
Yemekte, "Yalanlar Gerçekler Ekrem İmamoğlu" ile makam odasında "Proje" kitaplarımı takdim ettim hocama.
Prof. Dr. Haberal'ın tıp alanındaki dünyaca ünlü başarılarını yazmaya kalksam birkaç ay sürer.
Hocamız, Başkent Üniversitesini 3 Ocak 1994'te 3961 sayılı Kanun ile nasıl yoktan var etti.
Ankara'nın hafriyat deposu alanında Bağlıca'da bir bodur ağaç varken 6 milyonluk bir ormanlık içinde 25 bin öğrencinin eğitim göreceği muhteşem bir bilim kampüs yarattı.
Bir üniversite için çok kısa sayılacak 31 yıl gibi bir sürede başardıklarını özetleyeyim:
12 fakülte, 1 devlet konservatuvarı, 8 meslek yüksekokulu, 8 enstitü, İngilizce hazırlık okulu, Orkestra Akademik Başkent, Atatürk İlkeleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Kültür ve Sanat Araştırmaları Merkezi, Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi, Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezi, Mithat Çoruh Kalite Yönetimi Araştırma Merkezi gibi toplam 15 uygulama ve araştırma merkezi bulunuyor.
70 lisans programı, 30 ön lisans programı, 30'un üstünde yüksek lisans programı ve 15 doktora programı var.
Ankara'da Başkent Üniversitesi Kolej Ayşe Abla Okulları ve Adana'da Adana Özel Başkent Okulları gibi ilk ve ortaöğretim kurumları da mevcut.