Deve mi, kuş mu Deve kuşu mu

Halk Bankası'nda 37 yıl görev yapan ve 1995- 2001 döneminde Genel Müdür olan Yenal Ansen ile bir söyleşi yaptım.

2001'de emekli olduktan sonra atılan iftiralar ve açılan davalar için Ansen şu tanımı yaptı, "Vurun Kahpeye"

-Soru: Basın İlan Kurumu yasasına uymayarak sadece yandaş medyaya milyarlarca lira reklam veren kamu bankaları bu yasaya tabi değiller mi

Ansen: Kasım 2000'de çıkarılan 4603 sayılı kanunla Ziraat, Halk ve Emlak Bankası KİT statüsünden çıkarıldı.

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan bir Anonim Şirket olarak Özel Hukuk Hükümlerine tabi oldular.

Yöneticileri ve çalışanları da devlet memuru değil özel hukuka tabi çalışanlar statüsüne kavuşturuldu.

Bu durumda gerek Ziraat Bankası ve gerekse Halk Bankası artık kamu bankası değildir.

İşin tuhaf tarafı da şudur, kamusal sermayeli özel bankalardır.

Halk Bankası yönetimi, Meclis KİT Komisyonu'nda artık kamu bankası olmadıklarını söylediler.

Ancak Amerika'daki Reza Zarrab yargılamasında ise kamu bankası olduklarını ve bankaya karşı dava açılamayacağını savundular.

-Soru: Bu bankalarda hâlen kamu sermayesi bulunduğuna göre durumlarını nasıl tanımlarsınız

Ansen: Evet deve kuşu misali gibidir durumları.

Çünkü Türkiye Hukuk Devleti ise bu bankalara kamusal bir görev verilemez.

Ancak verilen görev varsa ki hâlen iktidar tarafından da kredi destekleri için talimatlar veriliyor.

2003 yılından bugüne kadar Ziraat Bankası ve Halk Bankası tarafından kendi yönetim kararları dâhilinde belirlenen miktarlarda tarıma ve esnafa düşük faizle krediler açıldı ve açılmaya da devam ediliyor.

Kamu bankaları uyguladıkları düşük faizlerle piyasanın gerçek faizleri arasında oluşan negatif fark için siyasi iktidardan destek istiyorlar.

Bunu da görev zararı kabul ediyorlar.

Evet siyasi iktidar da devlet bütçesinden her yıl hem de peşin peşin ödüyor.

-Soru: Sizin döneminizde nasıldı

Ansen: Aslında bu bankaların kuruluşlarından kaynaklı temel görevdir. Ancak söz konusu faiz oranlarında uçurum yoktu.

Faiz farkları aşırı hâle gelince tarım ve esnafın desteklenmesi sonrası dev faiz farkları ortaya çıktı.

Bu farklar devlet bütçesinden karşılanıyordu.

Ta ki 1990- 2001 döneminde Ziraat ve Halk Bankası görev zararları ödenmedi ve biriktirildi.

Bu bankalar vahşi para piyasasına terk edildi.

Bu durum özel bankaların korunduğu ve kamu bankalarının istismar edildiği dönem oldu.

Kamu bankaları, özel bankaların dikte ettirdiği faiz oranları ile borçlanmak zorunda kalınca borç batağına saplandılar.

Repo ve mevduat faizleri ile özellikle Off Shore bankalarının faizleri ile ne yazık ki ülkemiz hem dış hem iç fon sahipleri tarafından sömürülüp soyuldu.