Davutoğlu: Cumhurbaşkanlığından yargıya talimat veriliyor

Yeniçağ TV'de Kırmızı Koltuk yayınına konuk olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu AKP'li Cumhurbaşkanını çok sert sözlerle eleştirdi.

Soru: Son hukuki ya da siyasi hukuki kararları nasıl değerlendiriyorsunuz

Davutoğlu: Bir siyasetçi olarak tutuklu yargılanma şu demek; Ben seni yargılıyorum ama bir taraftan da cezayı vermeye başlıyorum.

Yargının neticesinde peki beraat ederse arada tutuklu kaldığı dönemdeki hak ihlalini nasıl tazmin edeceksiniz

Türkiye'de Demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlandığı, kısıtlandığı bir korku imparatorluğu yaratılmaya çalışılıyor.

Soru: Erdoğan'ı en iyi tanıyan siyasi yol arkadaşlığı yapan birisiniz. Erdoğan bu gücü nasıl kullanıyor

Davutoğlu: Şunu görüyoruz. Sadece bir kişi değil bir çevre var.

Cumhur İttifakı içindeki birçok aktör var.

Cumhurbaşkanlığındaki bir başdanışman bakanlardan daha yetkilidir.

Cumhurbaşkanlığı hukuk ofisi yargının üzerinde

Telefonu kaldırıp yargıya bir şey söylediğinde o yargı mensubu Cumhurbaşkanının talimatı gibi algılayıp gereğini yapıyor.

Cumhurbaşkanlığıyla veya siyasi makamlar ile irtibatlı birtakım avukatlık ofisleri oluşmaya başlamış.

Soru: Hukuki değil siyasi yargı kararları bu nedenle mi uygulanıyor

Davutoğlu: Hakim Adalet cübbesini giydiği anda ideolojisini unutur mezhebini unutur ırkını unutur bir tek şeyi düşünür adalet.

Siyasal yapı yargı üzerinde etki kurarsa adalet kalmaz.

Bu çok tehlikeli bir şey.

Maalesef toplumda hiçbir güven unsuru kalmadı.

Avukatlar bir taraftan acaba hangi hakime düşer diye bakmaya başlamışlar ise durum çok vahim demektir.

Soru: Erdoğan'ın yürütmenin başı olarak nasıl değerlendirirsiniz

Davutoğlu: Çok açık ifade edeyim sayın Erdoğan'la ilişkimiz sadece siyasi bir ilişki değil insani bir ilişki aynı zamanda arkadaşlık, dostluk ilişkisi.

O günkü Erdoğan ile şu anki Erdoğan arasında bir ortak yön görmüyorum.

Bu değişimin sebebi de güç faktörüdür.

Sayın Erdoğan o zaman kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi olmak için AK Partiyi kurdu.

Şimdi bunlar unutuldu.

İki şey birden oldu. Özellikle 17-25 Aralık süreçlerinde karşısında bir düşman kendisine karşı cephe oluştuğu fikrine ulaştı.