Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun asırlık çınarı, demokrasimizin, hak ve özgürlüklerimizin yılmaz bekçisi olan Cumhuriyet Halk Partililere çağrımdır.
Sayın Altan Öymen, Sayın Hikmet Çetin, Sayın Murat Karayalçın, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizlere sesleniyorum:
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın hukuken değil siyaseten tutuklanması,
CHP lideri Özgür Özel ve Bağımsız Türkiye Partisi lideri Hüseyin Baş hakkında soruşturma başlatılması,
Belediye başkanlarının görevden alınması ve kayyum atanması,
Gazetecilerin, aydınların, siyasilerin saldırılara uğraması, haklarında soruşturmalar açılması, yargılanması ve mahkum edilmesi,
İktidarın yangın, deprem, maden faciası, sel gibi doğal afetlerin sorumlularını üstlenmemesi,
Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması,
Anayasa hükmü olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının umursanmaması,
Vatandaşların anayasa teminatı altında olan, "Temel Hak ve Hürriyetler" inin ortadan kaldırılması,
Vatandaşlarının anayasal teminat altında olan dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığının hiçe sayılması,
"Din ve vicdan hürriyeti" anayasal teminat altında iken okullara cemaat ve tarikatlar ile imamlar sokulması,
Anayasa'nın, "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre" yapılır ilkesine rağmen ısrarla İmam Hatip okullarının çoğaltılması,
Anayasa tarafından teminat altına alınan, "Düşünce ve kanaat hürriyeti" hakkının yok sayılması,
Anayasa'da yer alan, "Basın hürdür, sansür edilemez" hükmünün sık sık çiğnenmesi,
"Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" anayasa ile teminat altında iken idari kararlar ve polis gücü ile engellenmesi,
Özgür medya kuruluşlarının ekonomik ve hukuki baskı altına alınarak susturulmak istenmesi,
Baroların bölünmesi,
Haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı açıklama yapan İstanbul Barosu hakkında soruşturma açılması,
Siyasi rakiplerine, hukuki değil siyasi yargı kararları ile siyaset yasağı getirilmek istenmesi,
Anayasa hükmü olan "Kanuni Hakim Güvencesi" uygulanmaması,
Yargının siyasallaştırılması,
Tek Adam Rejiminin demokrasiyi askıya alan uygulamalarının giderek artması,
Millete fakru zaruret içinde açlık, yoksulluk ve sefalet yaşatılması,
Kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesi,
Kamu kurum ve kuruluşlarının cemaat ve tarikat mensupları ile doldurulması,
"Mustafa Kemal'in askeriyiz" diyen teğmenlerin Mustafa Kemal'in ordusundan ihraç edilmek istenmesi,
Genelkurmayla bağı kesilen Kara, Hava ve Deniz komutanlıklarının siyasetin emrine alınarak Milli Savunma Bakanlığa bağlanması,
Parti devleti kurulması,
Türkiye Büyük Meclisinin denetim ve bütçe yapma yetkisinin alınarak etkisizleştirilmesi,
Yeni Anayasa yapabilmek için DEM MHPAKP tarafından sonu belli olmayan senaryo başlatılması,
Kumpas videoları ve yalan haberlerle seçimlerin engellenmesi Türkiye gerçeği haline getirilmesi ortadadır.