Anayasanın "laiklik" ilkesine aykırı soruşturma
Laiklik; Din ve Devlet işleri arasındaki mutlak tarafsızlıktır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasa'sında değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel hukuki kuraldır.
Zorlu Holding CEO'su Bekir Cem Köksal'ın "Şirket olarak dinden bağımsız bir duruşumuz var. Dini günleri kurumsal olarak kutlamanız doğru değil" şirket içi yazışması sosyal medyada sızdırıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Köksal hakkında, 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme' suçundan re'sen soruşturma açtı.
Türk Ceza Kanunun 115. Maddesi özetle şöyledir:
"İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçu; cebir veya tehdit yoluyla bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlama ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan menetme şeklinde fiillerin icra edilmesiyle meydana gelir."Köksal'ın açıklaması Zorlu Holding çalışanlarının dini inançlarına "cebir veya tehdit yoluyla" müdahale değildir.
Diyanet'in yorumu ile Bakara Suresinin 256'ncı ayetini hatırlatayım:
"Dinin en önemli iki unsuru olan 'iman ve amel' zorlamayla olmayacağına göre dinde zorlama yoktur."Anayasa'nın "Laik" hükümlerini de özetleyerek hatırlatayım:
Başlangıç bölümü: Laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı"
Madde 2 Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 13 Temel hak ve hürriyetler, Demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Madde 14 Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri; Demokratik ve lâik