Siyasetin olmazsa olması muhalefetin hesap sorması, iktidarın da hesap vermesidir.

Türkiye'de ise iktidar muhalefete hesap soruyor.

Muhalefet iktidara hesap soramıyor.

15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi sonrasında da muhalefet Recep Tayyip Erdoğan'a hesap sormadı.

Tam tersi oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Yenikapı mitingine şahsen katılmayacağını ancak bir heyet göndereceğini söyledi ama karar değiştirip katıldı.

12 maddede görüşlerini açıkladı ki şu sözleri önemliydi:

-"FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı. FETÖ terör örgütü yargının içinde yuvalandı. Devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi örgütlenme diyorduk, şimdi Fetullah Gülen terör örgütü diye tanımlanıyor"

F Tipi paralel yapı Erdoğan'ın eseridir.

Kılıçdaroğlu'nun teşhisi doğrudur.

F Tipi paralel yapının ve 15 Temmuz'un siyasi sorumlusu Erdoğan'dan hesap sorulmaması yanlıştır.

"Kandırıldım, aldatıldım, hata yaptım, milletim ve Rabbim affetsin" demekle siyasi ve hukuki sorumluluktan kurtulamaz Erdoğan.

15 Temmuz 2016'dan bugüne kadar 8 yıl geçti.

Muhalefet 16 Temmuz 2016'dan sonra hesap sormayınca suçludan mağdur yaratıldı.

Mağduriyet Türkiye'de rejim değiştirdi.

Mağduriyet Erdoğan'a seçimler kazandırdı.

15 Temmuz'u "Demokrasi ve Millî Birlik Günü" ve tatil ilan ettiler.

15 Temmuz Kara Gün'dür.

15 Temmuz Türk demokrasisi için Kara Gün'dür.

Erdoğan ve iktidarı için de Kara Gün'dür.

Muhalefet her 15 Temmuz'da hain darbe girişiminin hesabını ısrarla sormalı.

Fethullah Gülen ile Erdoğan'ın el ele devlette F Tipi paralel yapı kurduğu yüzlerine vurmalı.

Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Kumpas davalarının savcısının Erdoğan olduğunu yüzlerine vurmalı.

Kara Gün ve hesap sorma asla unutturulmamalı.

15 Temmuz'un hesabında normalleşme olmamalı.

F Tipi Paralel Yapı oluşturdukları ve darbeye neden oldukları için siyasi iktidar mensupları yargıya hesap vermeli

Yüce Divan işte bunun için vardır.

Şu sorular hâlâ yanıtsızdır: