Büyükada, yazın son günlerini yaşıyor. Çınarlar yapraklarını döküyor. Begonviller, bir kez daha çiçek açarak, adayı renklendiriyor. Güneşi gören Adalılar, mayolarını giyip sahillere koşturuyorlar.

1990-1992 yıllarını Almanya'nın Hamburg şehrinde geçirdik. Hamburg Eyaleti eski başbakanlarından ve sosyal demokrat hareketin önemli isimlerinden Klaus von Dohnanyi'nin başkanı olduğu vakıf tarafından davet edilmiştik.

Almanya'nın en yeşil, temiz ve şık şehri Hamburg'ta iki yıl yaşadıktan sonra Türkiye'ye adapte olmak kolay olmadı. 1993 yazını kiralık bir ev tutarak Büyükada'da geçirdik. Doktor Gülşen Hanım'dan kiraladığımız daire, yaşamımızdaki en panoramik deniz manzaralı daireydi. Gün batımı muhteşemdi. Daha sonra hangi mevsimde, hangi günde en güzel gün doğumu, en güzel gün batımı nereden izlenir öğrenecektik. Bir cephesi denize bakan dairenin diğer cephesiyse meydana bakıyordu. O yıllarda, yaz akşamları, Yahudi gençler, o meydana "piyasa yapma"ya gelirdi.

Yeni dostlar edindik, farklı kültürlerle karşılaştık. Adanın yıllarca fayton/akülü araç ikilemine sıkışmasını ve ortaya çıkan tamamen faytonsuz çözümü içimize sindiremedik.

Lefter'i tanıdık. Kızlarını, damatlarını, torunlarını, eşini tanıdık. Adamızın simgelerinden ayakkabı tamircisi Manol Usta'yı tanıdık. Kızını görmek için Atina'ya gitti. Bir araba çarpmış. Öldü, orada kaldı. Babasının kemiklerini vasiyeti nedeniyle Atina'daki mezarından alıp Büyükada mezarlığına taşıyan avukat İrini'yi tanıdık.

Ressam Tiraje'yi, küratör Amelie'yi, çiçekli bisikletiyle Yorgo'yu tanıdık. 105 yaşına kadar adanın tepesindeki evinden her gün çarşıya inen, evlerin yapılış hikayelerini bilen Koço Kalfa'yı tanıdık.

Denize girmek o kadar kolay değil. Adalar Belediyesi'nin Aya Nikola'daki plajı büyük ilgi görüyor. Yine Aya Nikola'daki Yıldırımspor Kulübü üyelerine açık. Milletvekillerinin üyesi olduğu tarihi Anadolu Kulübü de yüzme havuzu ve plajıyla hizmet veriyor. Kumsaldaki Büyükada Deniz Kulübü de olimpik havuzu ve yüzlerce üyesiyle önemli bir kurum. Adalar, 20 milyona yakın insanın yaşadığı İstanbul gibi bir metropolün yanı başındalar. Kontrolsüz ve plansız yerli-yabancı turist akımının yükü altında eziliyorlar. Rum esnaf zamanındaki estetik ve kalite kalmadı. Beş tane süper market, onlarca işporta eşya satıcısı tezgahlarla ada çarşısını çevirmiş durumdadır.