Türkiye ekonomisi, rakamların diliyle konuştuğumuzda aslında çok net bir fotoğraf veriyor. Kimi zaman bu fotoğrafın detayları birbirinden kopuk gibi görünse de, yan yana koyduğumuzda tablo tamamlanıyor. Gayrimenkulden eğitime, işçinin maaşından emeklinin aylığına kadar her alanda aynı hikâye karşımıza çıkıyor: değer kaybı, eriyen ücretler ve umutsuz bir gelecek algısı.
Gayrimenkul: Güvenli Liman mı, Bataklık mı
Uzun yıllardır Türk halkı için gayrimenkul, en güvenli yatırım aracı olarak görülüyordu. Ancak Damla Kent Gayrimenkul Projesinden alınan sertifikaların güncel zarar tablosu, bu algının da hızla yıkıldığını gösteriyor.
• 1+1 daire sertifikası: '630 bin TL
• 2+1 daire sertifikası: '880 bin TL
• 3+1 daire sertifikası: '1 milyon 425 bin TL
• 4+1 daire sertifikası: '1 milyon 900 bin TL
Yani yatırımcı, ev sahibi olmak bir yana, cebinden ciddi şekilde zarar ediyor. Gayrimenkulün bile artık "kazandırmadığı" bir ortamda, güven duygusu temelden sarsılıyor. Bu sadece bir proje değil, aslında ekonomiye duyulan güvenin de erimesi.
Öğrencinin Barınma Krizi
Bir ülkenin geleceği öğrencileridir. Ama bugün gençler için barınma, neredeyse en büyük krizlerden biri hâline geldi. KYK yurtlarına yüzde 40 zam geldiği açıklandı. Son bir yılda zaten fiyatlar yüzde 53,32 artmıştı. Şimdi devlet yurdu bu kadar zam yaparsa, özel yurtların kapıyı ne kadar aralayacağını kestirmek zor değil.
Grafiklere bakıldığında, son aylarda öğrenci yurtlarındaki fiyat artışının %33,52'den %53,32'ye sıçradığı görülüyor. Yani enflasyonun üzerinde bir barınma maliyetiyle karşı karşıya kalan öğrenci, ya ev kiralarına teslim olacak ya da eğitimden vazgeçmeyi düşünecek. Devletin öğrenciye bakışı "müşteri" gibi oldukça, gençler kendi ülkesinde misafir gibi yaşamaya devam edecek.
Asgari Ücretin Altındaki Açlık
Bir diğer çarpıcı tablo ise ücretlerde ortaya çıkıyor. Ağustos ayında açlık sınırı 27.111 TL olarak hesaplandı. Buna karşılık, asgari ücret 22.004 TL civarında. Yani asgari ücret, açlık sınırının %22,7 altında. Bu, Türkiye tarihinde ilk kez yılın başında verilen zamlı asgari ücretin yıl ortasında açlık sınırının gerisine düştüğü anlamına geliyor.
Dahası, yoksulluk sınırı 88.310 TL'ye çıkmış durumda. Yani asgari ücret yoksulluk sınırının %300 altında. Ortalama emekli maaşı 23.750 TL, ortalama memur maaşı ise 56.775 TL. Bu rakamlar da gösteriyor ki, çalışan kesim her geçen gün daha fazla geriye itiliyor.
Ücretler Eriyor, Talep Kısılıyor
Ekonomi yönetimi, talebi kısmak için ücretleri baskılıyor. Ancak sorun şu ki, talebini kısmaya çalıştığınız kesim zaten temel ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele eden insanlar. Gıda, kira, ulaşım ve enerji faturaları altında ezilen milyonlarca aile, artık "tasarruf" edilecek bir alan bulamıyor. İnsanlar sadece karınlarını doyurmaya çalışırken, "tasarruf yapın" demek, gerçeği görmezden gelmek oluyor.