Geçtiğimiz cuma günü Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeydik.

Bir tarihe tanıklık ettiğim bir gündü.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 100'üncü yılını kutluyor.
Ve 100 yaşında her ay farklı bir konuda sempozyuma ev sahipliği yapıyor.
Bu kez konu dijital devrim ve dönüşümde telif hakları ve telif hukukuydu.
Musiki Eseri Sahipleri Grubu'nun (MSG) Türkiye Adalet Akademisi, Ankara Üniversitesi, FİSAUM ve Ankara Üniversitesi Teknokent iş birliğiyle gerçekleştirdiği sempozyumda hukuk ve müzik dünyasından birçok değerli isim bir araya geldi.
Tüm gün süren sempozyuma Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman, Yargıtay 7. Ceza Dairesi Başkanı Aytekin Sakarya ve Türkiye Adalet Akademisi başkanı Bekir Altun, çok sayıda üst düzey hâkim, savcı, avukat, bilirkişi, MESAM, MSG, MÜYAP Yönetim Kurulu üyeleri ve fakülte öğrencileri katılım gösterdi.
Dijital dönüşümle hayatımıza giren yapay zekâ ürünü eserlerin emek hırsızlığı kategorisine girmesi, yaratıcılığın önünü kesip hatta ortadan kaldırıp kopyacılığa, kolaycılığa özendirmesi bu sektörde eser üretenler olarak hepimizi hem üzüyor hem de ürkütüyor.
Sempozyumda bu kaygılar sıkça dile getirilirken bu tarz emek hırsızlıklarına hukuki açıdan nasıl dur denilebileceği, emsal davalar ve kararlar üzerinden masaya yatırıldı.
Güzel ve verimli geçen sempozyumun ardından anladığım şu oldu; hukukçular yapay zekâ karşısında emekçinin, sanatçının, üretenin yanında olmaya devam edecekler.