Geçen hafta, turizm dünyasının kalbi Antalya Turizm Fuarı'nda (ATF 2025) attı.

Bu buluşma, yalnızca "turizm endüstrisi" açısından önemli değildi.
Yurt içi destinasyonların kimlik kazanması, sürdürülebilirlik trendlerinin yükselmesi ve sektörel dönüşüm açısından da değer taşıyordu.
"Sürdürülebilir misafirperverlik" temasıyla gerçekleştirilen fuar, yerel ve global turizm oyuncularını aynı çatı altında topladı.
70'ten fazla ülkeden turizm profesyonelleri, 1000'in üzerinde markanın stantları, 2 bin 500'ün üzerinde yabancı acente temsilcisi fuarda yer aldı.
Geleneksel "deniz-güneş-kum" üçlüsünden çıkıp "misafirperverlik", "yeşil dönüşüm", "teknolojiyle entegrasyon" gibi yeni bir turizm diline geçildi.
Finansman, dijital dönüşüm ve yatırım yönünde bir mesajlar verildi, "yenilikçi finansman modelleri" ve "yeşil yatırımlarla turizmi dönüştürme" vaadi dile getirildi.
Yeşil yatırım, hayvanları ve doğayı korumayı görev bilmiş bir STK'nın kurucu başkanı olarak tabii ki fazlasıyla ilgimi çekiyor.
Turizmde artık "lüks otel" kadar "yeşil otel" de önemli.
Güneş enerjisiyle çalışan oteller, plastik kullanımını azaltan tesisler, atık suyunu filtreleyip yeniden kullanan turizm yatırımları yeşil yatırım kapsamına giriyor.
Üstelik bu tür yatırımlar sadece çevreye değil, turist tercihine de yön veriyor.
Artık pek çok turist, "eko-etiketli" otelleri tercih ediyor.
Gezegende fark yaratmak önemli.
Kaliteli turisti çekmenin yolu da bence yeni dönemde yeşile önem veren turizm anlayışından geçecek.
İnsanlar neyi talep ederse sektör de ona yönelmek zorunda.
Sizden ricam tatillerinizde yeşil turizme destek verenlerden olmanız.