Duygusal Frankenstein

Uzun zamandır beklediğim film "Frankenstein", 7 Kasım'da gösterilmeye başladı ve tabii ki hemen izledim.

Yönetmen Guillermo del Toro'nun uzun yıllar planladığı uyarlaması, klasik "Frankenstein; or, The Modern Prometheus" romanına yeni bir yorum getiriyor.

2.5 saat gibi uzun bir süresi olan filmde klasik bir canavar hikâyesinin çok ötesine gidilmiş. Bu bana göre seyir zevkini artıran en önemli nedenlerden biri.

Bir diğeri oyunculuk, bir diğeri ise görsellik.Onlara geleceğim.

Evet, film sıradan bir korku hikâyesi yerine; insanlık, sorumluluk, yaratımın bedeli gibi daha duygusal ve felsefi katmanlara odaklanıyor.

Yalnızlık, aidiyet, öfke, bağışlama gibi temalar ön plana çıkıyor.

Ayrıca Guillermo del Toro'nun "Bu bir klasik korku filmi değil, daha duygusal bir hikâye" ifadesi de bu yönü destekliyor.

Uzun lafın kısası, duygusal katmanları yoğun bir uyarlama var karşımızda.

Haberin Devamı

Bize yaratık olarak sunulan canavarla duygusal bağ kurmaya hazır olun.

Geleyim görselliğe...

Guillermo del Toro'nun tasarımları, setler, kostümler, yaratığın formu göz alıcı.

Kasvetli ve büyük ölçekli gotik atmosfer filmde her karede hissediliyor.

Özellikle laboratuvar sahneleri, yaratılış süreci ve yaratığın görüntüsü oldukça etkileyici.

Kullanılan setler, mekânlar özenle inşa edilmiş ve dijital efekt yan unsurlarda kalıp daha çok geleneksel efektlerle ilerlenmesi etkiyi artırmış.

Oyunculukları finale bıraktım, çünkü bu konuda yazacak çok şey var.