Cenaze insanları

En son Ferdi Tayfur'un cenazesinde yine, yeniden gördük.

Ülkemizde korkunç bir ünlü cenazesi geleneği oluştu.

Bu bir tür aymazlık, bir tür hastalık.

Görgü, saygı, nezaket, kural, hiçbir şey kalmamış insanlarda.

Cenazeleri, ölüp gidenleri küçük çıkarları için sömürmek üzere vampir gibi bekliyorlar.

Ellerinde kamerası açık telefonlarla, işi şova, sosyal medya malzemesine dönüştürüyor, acaba neyi kendimize mâl edebiliriz diye hesap yapıyorlar.

Büyük oyuncular!

Sanki bir film sahnesindeymiş gibi rol kapmaya çalışıyorlar.

Yakında şöhretli, varlıklı insanlar çıkıp "Beni kalabalıklardan uzak, sessiz sakin gömün" derse şaşırmayacağım.

Hollywood sırları

Hollywood'da yayınlanan bir anı kitabı, Marlon Brando'nun bilinmeyen bir öfkeli anının yeniden konuşulmasına neden oldu.

Brando, Oscar aldığı Elia Kazan filmi "On the Waterfront"un 1954 yılında İtalya'da yapılan galasında kendi sesine dublaj yapıldığını görünce çılgına dönmüş ve galadan çıkmak istemiş.

Haberin Devamı

Karanlıkta "Bana dublajlı film izleteceğinizi neden söylemediniz, beni derhal bu salondan çıkarın" diyerek menajerine bağıran Brando'yu bir türlü sakinleştirememişler.

"Benim ağzımdan başkasının sesini duymanın nasıl bir şey olduğunu tahmin edebiliyor musunuz! Beni bir vantroloğun kuklası mı yapacaksınız" diye devam edince kendisini sessizce yakındaki bir bara götürmüşler ve ancak film bitmeden 5 dakika önce tekrar salona girmeye ikna edebilmişler.

Bu olay, New York'tan Roma'ya taşınan ve burada menajerlik yaparak ünlü yıldızlarla çalışmaya başlayan Amerikalı çift Hank Kaufman