"3 Ocak 2024" hakem klasmanları bize ne anlatıyor

1) MHK ya da TFF hukuki altyapısını mümkün olduğu kadar sağlam tutmuş. "8 Mart" gibi eline gözüne bulaştırmamış.
2) Trabzonspor'a demek söz verilmiş! Mete Kalkavan'dan da vazgeçememişler! Hakem Akademisine alınarak bir ara formül bulunmuş.
3) Hakemler, Trabzonspor maçlarına biraz daha dikkatli çıkacaklar! TFF, MHK mesajı almış. Umarım hakemler bunu bilinçaltlarına taşımazlar.
4) Hüseyin Göçek ve Suat Arslanboğa'nın bu şekilde sistemin dışında bırakılmaları hoş olmadı. Ey TFF ve MHK, siz bundan daha 4-5 ay önce bu iki ismi plaketlerle, törenle VAR kadrosuna almamış mıydınız Buradan da F.Bahçe'ye ve G.Saray'a mavi boncuk gönderilmiş!
5) Terfi eden hakemlerin kural sınavları, atletik testleri, İngilizce sınavları hepsi birbirinden bağımsız birimler tarafından yapılmış. Büyük ölçüde hak-hukuk sağlanmış.
6) Süper Lig'den düşecek hakemler için maç sayısı esas alınmış. En altta kalanların üstüne çizgi çekilmiş.

Şu örnek yeter de artar bile...

Geçen yıl bugünlerde FIFA kokardı takan Erkan Özdamar tam bir yıl sonra kendisini 1. Lig hakem kadrosunda buldu!
Şu örnek; bizim ülkemizde hakemliğin nasıl yönetildiğini, FIFA ve klasman listelerinin, terfilerin nasıl yapıldığını o kadar güzel anlatıyor ki...

Mete Kalkavan çok farklı bir kişiliktir!

Mete Kalkavan'ın hakem âleminde hep çok farklı bir yeri olmuştur.
Kendisini herkes sever ve saygı duyar.
Eğitimi, iş hayatındaki uluslararası başarısı, aile hayatı, kendisine olan öz güveni, genel kültürü, saygısı, vefası onu hep çok başka yerde tutmuştur.
30 yıllık hakemlik kariyerinin 16-17 yılı Süper Lig'de düdük çalmakla geçti.
Mete Kalkavan, yakın gelecekte hakem camiasında, futbol dünyasında, sosyal hayatta olsun önemli görevlere her zaman adaydır...

Dalga mı geçiyorsunuz!

Krizin beşinci günü TFF'nin yaptığı yazılı açıklamada şu cümle var; "Sürecin hiçbir aşamasında millî değerlerimiz ve Atatürk ilkelerimiz tartışmaya açık olmamıştır."
İyi de biz bu krizi niye yaşadık

Devlet bunu not etti; işi zamana yaydı!

Sayın Cumhurbaşkanı'mız; salı günü "Türkiye'nin çıkarlarına yönelik açık bir sabotaj girişimi vardır. Nasıl daha önceki kirli senaryoları yırtıp attıysak bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız" dedi.
Olan biten hiç kimseye normal gelmedi, gelmiyor! Cumhurbaşkanı "sabotaj" kelimesini kullandı!
Ben biraz bekleyelim diyorum; devlet her şeyi not etmiş olmalı!.
1) Devlet, bu kulüplerin vergi borçlarını siliyor!
2) Devlet, bu kulüplere kamu bankalarından kaynak sağlıyor!
3) Devlet, yayıncı kuruluş buluyor!
4) Devlet, ilave imkânlar sağlıyor! Sponsor, arsa, arazi vs...
Ankara'nın iyi niyeti 29 Aralık'ta bilerek ya da bilmeyerek istismar edilmiştir. Hatta ihale Ankara'ya yıkılmak istenmiştir ki, Ankara şimdilik hiçbir kurumu ya da kişiyi hedefe koymadı.