Altında hikâye bitti mi

Altın fiyatlarında son dönemde gerileme dikkat çekiyor. Birkaç hafta öncesine kadar yıl sonunda ons için 3 bin dolar, gram için 3 bin 500 TL hedefleri konuşuluyordu. 2024'ün tamamlanmasına sekiz ay gibi uzun bir süre var. Bu hedefler görülebilir mi Bu tahminleri destekleyen gelişmeler nelerdi Şimdi bunlar ne durumda Biraz bakalım

Ons altın 3 Mayıs işlemlerini 2.301 dolardan tamamladı. 12 Nisan'da görülen 2.431 dolar zirvesinin yüzde 5,35 gerisinde bulunan ons altın, yılbaşından itibaren bakıldığında yüzde 11,59 primli gözüküyor.

Gram altın da serbest piyasa fiyatlarına göre geçen hafta 2.393 TL'den kapanış gerçekleştirdi. Gram fiyatı 19 Nisan'da görülen 2.534 TL zirvesinden yüzde 5,56 düşüş yaşadı. 2024 yılında şu ana kadar gramda yaşanan yükseliş ise yaklaşık yüzde 22,72 olarak gerçekleşti.

Sene başında gram altın yatırımı yapan bir yatırımcı; cuma günü açıklanan TÜFE rakamlarına göre, yüzde 18 olarak gerçekleşen ilk dört aylık enflasyonun üzerinde bir getiri elde etmiş oldu.

Öte yandan gram altın; yılbaşından itibaren yüzde 10 civarında yükselebilen dolar ve yine aynı dönemde yaklaşık yüzde 16,50 getiri sunan TL vadeli mevduat seçeneğinin de üzerinde prim yaptı. 3 Mayıs itibarıyla yılın ilk 4 aylık döneminde gram altın sadece; yüzde 37,56 artış kaydeden BİST100 endeksinin gerisinde kaldı.

..

Son dönemde altın fiyatlarını etkileyen üç temel sebep; fiziki talep, jeopolitik riskler ve ABD dolarının durumu olarak öne çıkıyor.

Fiziki talebe bakacak olursak; Dünya Altın Konseyinin açıkladığı rapora göre 2024'ün ilk çeyreğinde küresel altın talebi yıllık bazda 3 yükselerek 1.238 tona çıkıyor. Yani talepte artış var. Bu dönemde sadece merkez bankaları tarafından yapılan alım 290 ton olarak gerçekleşiyor. TCMB'nin de ocak-mart döneminde 30 ton altın aldığı belirtiliyor. Merkez bankaları, rezerv para birimi dolara karşı rezerv çeşitlendirmesi bakımından, altın varlıklarını artırmaya yöneliyor.

Jeopolitik risklere bakacak olursak; İsrail-İran geriliminin büyümemesi ve İsrail-Hamas arasında devam eden ateşkes görüşmelerinden beklentilerin yükselmesi, Orta Doğu'da tansiyonu düşürüyor. Altın fiyatlarını geçen ay tarihî zirve seviyelere taşıyan jeopolitik risklerde gerileme, kısa vadede küresel piyasalarda "güvenli liman" algısını da bir miktar dağıtmış gibi gözüküyor. Büyük resimde jeopolitik riskler varlığını sürdürüyor. Ve sadece bu bile, altın fiyatlarında yaşanan gerilemeleri belli bir seviyede tutuyor.

ABD dolarının durumuna bakacak olursak; ons altın ve dolar arasında ters korelasyon olduğu biliniyor. Dolar güçlendikçe, ons altın baskı altında kalıyor. Jeopolitik risklerin öne çıktığı dönemde, dolardaki güçlenmeye rağmen altın fiyatlarında artış yaşanmıştı. Son iki haftada tekrar dolarons altın etkileşimi daha normale dönmüş gibi gözüküyor.

ABD dolarının gücünü, FED'in para politikası belirliyor. Para politikası ise ABD ekonomisinden gelen sinyallere göre "veri bağımlı" olarak şekilleniyor. Bu anlamda geçen haftaki FED toplantısının ardından "yeni faiz artışı" sinyali verilmemesi önemliydi. Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam rakamları da 175 bin gelerek, 240 bin olan beklentinin altında kaldı. İşsizlik oranı yüzde 3,8'den yüzde 3,9'a yükseldi ve saatlik ücretlerde artış yaşanmadı. Bu veriler ekonomide bir miktar soğumaya işaret edince; FED'in bu yıl iki defa faiz indirimine gidebileceği ve ilk indirimin eylül ayında gelebileceği fiyatlanmaya başladı.