Pandemi bitti mi Biz başladık mı

2019 yılında Çin'de başlayan bir virüsü konuşmaya başladık. İnternette ne idüğü belirsiz videolar gördük. Durduk yere sokakta düşüp ölen insanlar. Sözde koronavirüs etkisiyle insanlar sokaklarda patır patır ölecekti. Daha büyük bir kâbus olabilir miydi dünya için

Elbette her dünya devleti, Dünya Sağlık Örgütü adı verilen ve ne dünyayı ne de sağlığı düşünen örgüte tabi olma yolunu seçti.

Hatta hatırlayınız tipik bir Hollywood stratejisi yine Hollywood yıldızlarıyla başladı. Ünlü aktör ve aktristlerin Covid-19'a yakalandığını haberlerde okuduk. İnsanlara "E yani dünyanın en ünlü insanları bile yakalanıyorsa bu virüse, bizim için de kaçınılmaz son bu" dedirtmek gerekiyordu, dedirttiler.

11 Mart 2020'da Türkiye'de ilk vaka görüldü. O günlerde, o aylarda hatta belki iki yıl boyunca ülkenin en ünlü, en önemli adamı eski Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca idi. Her Bilim Kurulu toplantısının bitiminde Sağlık Bakanlığının logosunun altındaki boş koltuğa bakarak Fahrettin Bey'i bekledik dakikalarca.

Aslında bu yazının konusu bu değil. Fakat koronavirüs gibi dünyayı resetleyen, milyonlarca insanı işsiz bırakan, yüz binlerce şirketi batıran, milyarlarca çocukta travmaya sebep olan bir pandemi maalesef ki sanki hiç olmamış gibi davranıyoruz. Biz o günlerde ne yaptık yahut bize o günlerde ne yaptılar sorusunu soran yok. Herkesin bildiği sırlar arasına girdi ve unutuldu Covid-19.

COVID BİTTİ Mİ

Biz bitsin de nasıl biterse bitsin diye düşündüğümüz için bittiğinde çok sorgulamadık. Mesela 11 Mart 2020'de ilk vaka duyuruldu. Ama son vaka Mesela Koronavirüs Bilim Kurulu en son ne zaman toplandı Bilmiyoruz.

Diyebilirsiniz ki toplumsal bağışıklığı kazandık, o yüzden normalleşti. Ama hâlâ bir ay boyunca grip geçirenler var. Çok ağır geçirenler var. Nasıl bağışıklık bu

"E kardeşim virüs mutasyona uğrayıp duruyor" derseniz o zaman da derim ki madem mutasyona uğruyor, o zaman aşı çalışmaları yapılana kadar o varyantın yerini başka varyant alıyor, milyarlarca doları aşıya neden verdik Covid ilaçlarını günde 8'er 8'er yutup niye millî serveti ilaç şirketinin eline saydık.

Bu konu uzar gider. Esas mesele başka.

BİTTİ SANIYORUZ AMA BİTMEDİ

Pandemiyle birlikte sosyalleşme bitti. İnsanlar evlerine, evlerinin içinde de kendi içlerine kapandılar. Pandeminin boşanmalara çok ciddi etkisi oldu. Yüz binlerce ev iki ayrı eve bölündü. Evlilikler düştü.

Koronavirüs başladığından bugüne 5 yıl geçti. Hâlâ ev gezmeleri pandemi öncesinin çeyreğine bile ulaşamamış durumda. Hâlâ insanlar birbiriyle görüşmüyor.

Bugün ofislerde hâlâ tam kadro çalışma oranı eski seviyelere ulaşmadı. Uzaktan çalışma, hibrit model, çevrim içi toplantılar artık hayatın normali. Bu yeni düzen, görünürde "rahatlık" getirmiş gibi görünse de insanı insandan uzaklaştırdı.

Ekran karşısında geçirilen her saat, bir dost sofrasından, bir yüz yüze gülümsemeden çalınan saat oldu.

Ve çocuklar…
Pandemi başladığında 4-5 yaşında olan çocuklar şimdi 9-10 yaşında. Sosyalleşmeyi ekranla öğrendiler. Maskeli öğretmenlerle, mesafeli teneffüslerle büyüdüler.