Üç önemli konu

Genel kamuoyunun bugünlerde üzerinde durduğu üç konu var:

1- Harp okulundan mezun olan genç teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek kılıç çatmaları,

2- Sekiz yaşında öldürülen Narin Güran'ın dosyası,

3- Uygulamaya geçilen yeni eğitim modeli.

Kara Harp Okulu'nda teğmenlerin kılıç çekerek "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırmaları ilk aşamada AKP tarafından olumlu karşılandı. Bir süre sessiz kalan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasında, "Bu kılıçları kime çekiyorsunuz Oradaki birkaç kendini bilmez temizlenecek" diyerek tepkisini gösterdi.

Böylece olay siyasetin ana konusu durumuna geldi. Erdoğan'ın bu tavrından sonra kamuoyu teğmenlere verilecek ceza konusunda ne olacağını beklemeye başladı. Oysa Erdoğan'ın bu konuyu büyütmesi, gelecekte daha büyük yaralar açmaya müsaittir.

Bu konuyla ilgili yazar ve düşünürler teğmenlerin bu hareketinin siyasal bir nedeni olmadığını, Harp Okulu mezuniyetlerinin bir simgesi olduğunu belirttiler.

Mezun olan teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demelerinin en doğal hakları olduğunu savunan CHP lideri Özgür Özel konuyla ilgili, "'Hepimiz Trikopis'in askerleriyiz' mi demeleri gerekiyordu" ifadelerini kullandı.

Bu hareket büyütülerek bir siyaset malzemesi yapılırsa o zaman Erdoğan'ın Atatürk karşıtlığı adeta kanıtlanmış olacaktır. Konu çok hassastır, siyasal iktidarın bu konuda "sükûnet" ve "sağduyu" ile hareket etmesi gerekir.

İkinci konu ise Türk halkının yüreğini yakan 8 yaşındaki Narin'in cinayete kurban gitmesidir. Bu konuda son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkan olaylar birikerek insanların hafızalarında yer etmiş bulunuyor.

Gerici bir vakıfta küçük çocuklara yönelik cinsel istismar, yine bir başka tarikat yurdunda küçük kız çocuklarına yapılan istismar hatırlanıyor. 2016 yılında Karaman'da 45 öğrenciye tecavüz skandalı anımsanıyor. Hiranur Vakfı başkanının kendi kızını 6 yaşında evlendirmesi skandalı unutulmuyor. Bütün bunlar üst üste konulunca kamuoyunun hassasiyeti daha da etkinleşiyor.

Tarikatlara, cemaatlere, dinci hareketlere daima destek ve koruyucu olan AKP iktidarının bu son konuda da adaleti sağlayamayacağına inanılıyor. Adaletin sağlanması konusunda kamuoyunda güvensizlik egemendir. Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu'nun 'Çok şey biliyoruz ama konuşamıyoruz' sözleri çok manidardır. Bu sözler bilinen ancak kamuoyuna açıklanması istenmeyen bir gerçeği ortaya koyarken daha da ciddi şüpheler yarattı.